“İdeallerin İçin Yaşamakla İdeallerin İçin Ölmek Arasında Fark Yoktur”

Buna bir politik müflisin ayakta kalma çırpınışı da denebilir. Yerel seçimlerde uğradıkları politik hezimetten, uğradıkları derin hayal kırıklığından sıyrılmanın yolu olarak, TİP, “yeni bir hikaye” yazmaya hazırlandığını ilan etti. ...

(19 Aralık 2000'de öncülerimizi zindanlarda teslim almak için girişilen katliama karşı 4 gün 4 gece eşitsiz koşullarda girişilen savaşta zafer, devrimin ve devrimci tutsakların olmuştur. Teslim alınamayan devrimci tutsaklar, zorla kapatıldıkları F Tiplerinde bedenlerinden başka hiçbir silahlarının olmadığı koşullarda yiğitçe öne atılıp, Sibel yoldaş gibi “devrim için yaşamakla, bu uğurda ölmek arasında bir fark görmüyorum" diyerek bedenlerini ölüme yatırdılar. Sibel Yoldaş 22 Nisan 2001'de Ölüm Orucu eyleminde bayraklaştı.)

Senin yaşamın ve ölümsüzleşmen, devrimin cüsse işi değil, cüret işi olduğunu öğretti bana. Boyun ve kilonla ölçülemeyecek devasa bir yürek ve bilinç taşıyordun... Mini minnacık bir kadın olarak ateş üstünde yürüyor, tökezlemiyor, geriye bakmıyordun; sınıf düşmanlarını affetmiyor, onlarla uzlaşmıyor, daima yürüyordun.

Senden önceki bilincimle ben, insanın yaşamak için yemek yemeye zorunlu olduğunu düşünürdüm. Sen bana insanın yaşamak için yemek yemekten çok idealleri olması gerektiğini ve bu büyük idealler için en yaşamsal olan şeyleri bir köşeye fırlatabilmeyi öğrettin. Yaşamak için aslolandan vazgeçmemeyi, yoldaşlarını yarı yolda bırakmamayı, sonuna kadar en önde savaşmayı öğrettin.

Daima’yı okuduğumda, baktığım çocukluk fotoğrafların gözlerimden geçiyor şu an. Mücadele ederken tutsak edildiğimde seni daha iyi anlayabildim sanırım. Bir 19 Aralık yıl dönümünde Zuhal yoldaşın etrafında dört dönerek “yoldaş hadi anlat gazeteye yazarız” dediğimde, yoldaş sesindeki incecik titreşimi göstermemeye çalışarak, öfkeli olduğu kadar hüzünlü sesiyle “Sibel, Aysun ve Murat yoldaşların öne çıkarılması gerekir, onları anlatmalısın” demişti. Kim bilir havalandırmadan dikdörtgen gökyüzüne bakarken birlikte hangi anınız canlandı gözünde. Belki çocukluk hikayelerinizdi onu hüzünlendiren, belki de bir eyleme giderkenki telaşınız, heyecanınız... Susmuştu ve sigarasından son bir nefes çekerek sessizce hücresine geçmişti. 19 Aralık zindan savaşında birlikte bulunduğunuz cezaevini anlatırken; ufacık bir kadın -kardeşin, yoldaşın Zuhal yoldaş- koca kaba sandalyede küçük bir kelebeğin bir ağaç dalına konduğu gibi otururdu. Anlatma telaşında bir kelebek, devrime koşarken birlikte omuzladıklarınızı anlatıyor.

 Şaşkınlık ve öfkeyle dinlediğimiz zindan savaşının en kızgın anında bile gülebilmenin ne demek olduğunu gösteriyordu. “Çatı delinmiş, kurşunla tarayıp kapatıyorlar, tekrar kapağı açarak gaz bombası atıyorlar. Alt katımız ateşe verilmiş. Yan koğuşlardan itfaiye hortumuyla köpük sıkıyorlar Aralığın en soğuk günlerinde. Gülüyorduk: 'yanarak mı, donarak mı, kurşun yağmurundan mı olacak, ölümümüz acaba diyorduk'". Yaratılan kahramanlıkları, “devrime adanmış yaşamlar” kelimesinin ne demek olduğunu  gösteriyordu kardeş- yoldaşın. Kapalı alanlara atılan binlerce gaz bombası kurşun yağmuru altında yere düşüşünü anlatıyor ve başka bir hareketten arkadaşın, seni kendine getirebilmek için; “neden burada olduğumuzu biliyor musun” sorusundan sonra “elbette ki biliyorum bu ne biçim soru” diye cevap verirkenki kararlılığını ve bilincini anlatıyordu.

Savaşın en kızgın anında gülebilmeniz ne kadar zor ve ne kadar güzel yoldaş.

Büyük bir gömütlükte kocaman bir kitap sayfası...mermerin soğukluğunu eriten cümlelerinle sen

“Bırak yüzün

Şiirle örtülsün

Sen yıldızlara bak

Bırak

Dünyanın yükünü

Ve zaferin türküsünü

Yaşayanlara

Yoldaşlarına

Sen

Hepsinin üzerindesin

Tüm gözlerin

Çevrildiği yerdesin

Denizin ufkunda

Gökyüzünün sonsuzluğunda” diyorsun.

 

Ölümsüzleştiğin tarihe bakıyor ve dünyadan bir haberken ben, aynı tarihte yıldızlaşan seni düşünüyorum...

Bazı ayrılıklar vardır, insan ömrüyle kıyaslanınca uzun olmasa da, bir yüzyıl gelen ayrılıklar. Yoldaş hasretliği çekmenin zorluklarıyla, yarattığı sızısıyla doludur bu ayrılıklar. “Ailenin yanına git” diyordu yoldaşlar, “sıkıca sarıl vakit geçir ve gel”. Yarı gönüllü yarı gönülsüz memlekete düşüyordu yolum. Aklımda siz yoldaşlarıma verdiğim sözle... “Bırak kızım evine dön” diyen ailem, sonuna kadar giden seni ve militanca yanında duran Sakine anamızı görsün istiyordum. Onları alıp anamızın yanına götürmeyi başardım.

Mis kokulu bir çiçekle annemizin yanına vardığımızda iki aile arasında ilk başta mesafeli bir sıcaklık oluşmuştu; ama seni anlattıkça anamız, aradaki duvarların yıkıldığı bir aile oluyorduk. Yiğit anamız ağzını her açtığında dışarı uçuşan kelebektin sen. Bir yanı yaşama delice aşık, bir yanı durmadan kanat çırpan bir kelebek...

Yoldaşın…

Günümüzde dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan önemli bir olay hem hızla duyulmakta hem de başka coğrafyalar üzerindeki etkileri hızla açığa çıkmakta. Dolayısıyla da emekçi ...

Mücadeleci 10 Sendika bir araya gelerek 1 Mayıs'ta Taksim'de buluşma çağrısında bulundu. Yıllardır işçi ve emekçilere yasaklanan Taksim Meydanı'nı için "Geri alacağız, Taksim bizimd...

“Öldürmenin pek çok yolu vardır. Karnına bıçak saplamak, ekmeğini elinden almak, hastalığını iyileştirmemek, kötü koşullarda yaşatmak, ölesiye çalıştırmak, intihara sürükle...

Yeni tanıştığımız, belediyeye bağlı bir taşeron şirkette çalışan işçi anlatıyor, “İki üniversite bitirdim, 26 bine çalışıyorum. Yol-yemek çıkarsan asgari ücret işte. Bu ...

  17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde Antep'te bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan ve şiddet nedeniyle yaşamını yitiren sağlık emekçileri a...

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Açlığın, sömürünün, geleceksizliğin giderek arttığı bugünlerde milyonlar işçi, emekçi her g...

Siyonist güruhun, bu insanlık düşmanlarının Gazze’de kendilerinin çektikleri görüntülerden derlenen bir video dolaşıyor sosyal medyada. Sahte görüntüler falan değil. Bizzat siyonis...

Getir online alışveriş firmasının taşeron firması Vigo'nun moto kuryelerin ücretlerinin dülürülmesine karşı mücadelesi sürüyor. Vigo'nun moto kuryelerin haklarını gasp etmesine i...

Vigo Moto Kuryeleri ücretlerinin paket başı ücretlerinin gasp edilmesine karşı başlattıkları eylemin 10'uncu gününde Vigo Genel Merkezi'nin bulunduğu Kozyatağı Nida Kule önündeydi. ...

Arama

 

LENİNİST TEORİ

ÖNSÖZ

           Tüm Sayılar

Yeni Kitaplarımız

E-Kitap

Tüm E-Kitaplar için resme tıklayınız...

Devrimin Çağrısı

 

Editoryal 2023-2

 

Zafere Kadar Genç Yoldaş

Ukrayna Kimin Savaşı

 

Dergilerle Kısa Tarih