< < Günceli Karşılamak İçin Ne Yapılmalı?

Gece yarısı itibariyle İran’ın, BM sözleşmesinin 51. maddesine dayanarak İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği misilleme eylemi sabah itibariyle şimdilik sona erdi. ...

 

 

Bir seçim daha ardımızda kaldı. Kriz gerçekliğiyle yüzleşen, derin bir sefalet içinde yaşamak zorunda kalan Türkiyeli emekçilerde, gençlerde, kadınlarda bir değişim isteğinin açıkça dillendirildiği bir ortamın içindeyiz. Seçime gelinen süreçte ekonomik ve politik kriz Türkiye ve Kürdistan coğrafyalarında daha derin, yoğun hissedilir bir hale geldi ve bu krizin yaratmış olduğu öfke, dinci-faşizmden kurtulma isteği, arzusu ve beklentisi hiç olmadığı kadar arttı.

Sermayenin, RTE ve ekibinin "beka sorunu" olarak ilan ettiği siyasal durum, coğrafyalarımızda işçi sınıfı ve emekçilerin, burjuvaziye karşı olan çatışmasında bir eşiğe gelindiğinin açıkça ifade edilmesidir. Beka sorununu sermaye sınıfı, coğrafyalarımızda yaşayan halklarımızın uzun yıllar içinde biriktirdiği mücadele deneyimleri ve tarih yapıcılığına soyunma cüretini göstermesi olarak görüyor. Bu birikim kendini farklı biçimlerde ifade etmektedir.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen seçimler sonucunda ortaya çıkan ruh hali gençlikte, işçi sınıfında, Kürt halkında ciddi bir değişim isteğinin ortaya çıktığını kanıtladı; bu değişim isteği belediyeleri kimin yöneteceği, belediye meclisinde kimin daha fazla sandalye kazanacağı değildir. Tersine genel anlamıyla uzunca yıllardır halklara acı çektiren dinci-faşist iktidardan sıkılmışlık, bunalmışlığın ve öfkenin getirdiği kökten bir değişim isteğinin yarattığı eyleme geçme ruh halinin sonucudur. Şehirlerde dinci-faşist iktidardan nefret eden çok geniş bir kitlenin olduğu, son dönemlerde vergilere, temel gıda fiyatlarına getirilen zamlardan, işsizlikten dinci-faşizmi sorumlu tutan çok geniş bir kesim bulunmaktadır.

Seçim sonuçlarına yansıyan aslında bir başka tekelci faşist parti olan CHP’nin başarısı değildir. Halklardaki ve gençlikteki büyük değişim isteğine karşı seçim sonuçlarının yeterli geleceğini söyleyen, dinci-faşizmin geriletilmesinde hatta gelecek seçime kadarki sürede iktidarı bırakmasının yolunun açıldığını söyleyenler aynı gerici eğilimi süslü ifadelerle sergiliyorlar. Emperyalizmin küresel çıkarlarına hizmet eden, bölgenin karşı devrim üssü konumundaki faşist devletin devrimin kucağına itilmesini engellemek için sermaye, küresel işbirlikçileriyle devrime yönelik politik çevirme hareketlerinin farklı biçimlerini uyguluyor.

Ayrıca, emperyalistlerin Türkiye ekonomisinin güvenilmezliğini ve kırılganlığını çok net bir şekilde gördüklerini, her seferinde uyarı çanlarını çaldıklarını ve buna karşı önlemler alınması gerektiğine dair uyarılarını görüyoruz. Dinci-faşizmin kendi tabanı dahi açlık ve yoksulluktan kaynaklı erirken, bir büyükşehir belediyesini dahi kaybetmemek için elinden geleni yapan dinci-faşist iktidar devletin tüm kurumlarını savaşa göre hazırlama, kendi kitle tabanının en geri, en saldırgan kesimlerini mobilize etme ve kendisine karşı gelebilecek tehditlere karşı güçlerini konumlandırmak için yoğun bir çaba sarf ediyor. Bunu görmek istemeyenler ya hayal dünyasında yaşıyorlar ya da hala demokrasicilik oyunları peşinde koşuyorlar.

UKH’nin mücadele dinamikleri ile Türkiyeli emekçilerin, işçi sınıfının mücadele dinamikleri iç içe giriyor ve birbirini besliyor. Zindanlar cephesinde, Kürdistan genelinde ve yurtdışında yükselen yurtsever ve devrimci tutsakların açlık grevleri yüz günü geçti. Açlık grevleri kritik aşamaya doğru ilerlerken sermaye sınıfını ve dinci-faşizmi yakın zamanda bir karar almaya doğru itecektir. İçinde bulunduğu çöküş durumu gözlemlendiğinde dinci-faşizmin uzlaşma yanlısı olduğu, geri adım atacağı güçlü bir ihtimal olarak durmuyor. Fakat devrimlerin iktidarı hedeflememesi ve zafere ulaşmaması için sermaye sınıfı iktidar dışında her türlü tavizi, imtiyazı geçici bir süreliğini de olsa devrimci güçlere verebilir. Bu yüzden duruma dair kesinlik içeren ifadelerde bulunmayacağız, ancak adımlarımızı sadece sermaye sınıfının adımlarına göre de atmayacağız.

Bilinçli tarihsel müdahaleyi üstten gerçekleştirecek devrimci irade olarak atılacak adımlar mücadelenin ihtiyaçlarını gözeterek, savaş arenasında güçlerin konumlanışına göre olacaktır. Güncel duruma dair tespitlerimizi yaptığımıza göre şimdi neler yapılmasına dair tartışmamıza geçebiliriz.

 

Devrimci Gençlik Örgütleri Çalışmalarda Ağırlığını Nereye Vermelidir?

Uzun süredir yayınlarımızda savaş gerçekliğini iyi kavramış, hazırlıklarını ona göre yapmamış ve kadrolarını ona göre geliştirmemiş siyasal örgütlenmelerin uzun erimli mücadelede eriyip gideceklerini, dağınıklığın içinde kaybolacaklarını belirtmiştik. Özellikle son dört beş yıl içinde coğrafyalarımızda devrim ile karşı devrimin karşı karşıya gelişinin gittikçe sertleşmesi, farklı bir psikolojik ve siyasal durumun gelişmesi, gençliğin salt akademik sorunlarını temel alarak örgütlenmenin kısa sürede dağılmalara sebep olabileceğini ortaya koydu. Bunu itiraf edenler gençliğin akademik mücadelesinde bayrağı en önde götürdüklerini iddia eden gençlik örgütlerinin kendisidir.

Artık eskisi gibi geniş kitle örgütlenmeleri, gençlik içinde, üniversitelerde rahat çalışma ortamı elimizin altında değildi. Bu tartışmaların gelip düğümlendiği yer, güncele etkili cevap verebilmenin, aktif ve sürekli faaliyet sürdürebilmenin, savaşın kurallarına göre hareket eden militan gençlik kadrolarının yeteri kadar biriktirilip biriktirilmediğine bağlı oluşuydu.

Öğrenci gençlik hareketinin düzeyinin gerilemesinde elbette sınıf mücadelesinde gerilemeler, dönemsel yetersiz kalışların yarattığı dağınıklığın da etkisinin olduğu aşikar. Fakat sıklıkla duyduğumuz "kitle korkuyor" ya da "genel hareket geriledi" bahanelerinin arkasına sığınamayız.

“Gençliği savaşa en iyi kendi örgütü hazırlayabilir. Kapımızda bekleyen büyük kapışma, önceki deneyimlerin üstüne ve gerileyen, dağılan bir gücün son çırpınışları olduğu için çok zor olacak. Ama örgüt zaten bunun için vardır. Gençliğin faşizme ve sermaye sınıfına karşı mücadelesinin önünü açmak, ona yol göstermek en asli işidir. Bugüne kadar ağırlıklı olarak kitle hareketinin içinde olmaya ve ona yol vermeye yönelik çalışıyorduk. Bu güncel mücadelenin örgütlenmesinde yer almaya devam etmek gerek ve edilecektir de. Oysa sosyalizm mücadelesini kazanmak istiyorsak artık iradi müdahaleyi daha öne çıkarmalıyız. Gençliğin akademik, ekonomik ve kültürel mücadelesini sosyalizm mücadelesi haline getirmenin bugün için en iyi yolu budur.

Bugün süren mücadeleyi bilinçli olarak biçimlendirmek için öncelikle iç savaş gerçeğine ideolojik ve politik olarak hazır kadrolar gereklidir. Gençlik örgütümüzün birinci ödevi bunu tüm kadrolarına kavratmak olmalıdır, sonra sempatizanlarına ve ya destekçilerine bu düşünceyi en sade şekilde açıklamak, onlara sürecin nasıl işlediğini aktarmak gereklidir. Burada amaç hem genç kadroları hem de destek güçleri iç savaşa zihnen ve psikolojik olarak hazırlamaktır.” (Umut Güneş /Zamanın Dili S.247) Yazarın da dediği gibi kadrolarımız ve en geniş çevremiz ile birlikte savaş gerçekliğine göre hareket etmeliyiz, en geniş kesimlere bu sürece göre hazırlama. Pskolojik, ideolojik, politik ve pratik hazırlıklar bu gerçekliğe göre yapılmaldır.

 

K.Taylan Kızıldağ

Getir online alışveriş firmasının taşeron firması Vigo'nun moto kuryelerin ücretlerinin dülürülmesine karşı mücadelesi sürüyor. Vigo'nun moto kuryelerin haklarını gasp etmesine i...

Vigo Moto Kuryeleri ücretlerinin paket başı ücretlerinin gasp edilmesine karşı başlattıkları eylemin 10'uncu gününde Vigo Genel Merkezi'nin bulunduğu Kozyatağı Nida Kule önündeydi. ...

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Merkezi, İsrail işgal ordusunun, dün Gazze Şehri ve kuzey bölgelerinde evlerine dönmeye çalışan binlerce zorla yerinden edilmiş Filistinliyi hedef al...

DİSK-AR İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Nisan ayı raporu yayınlandı. Buna göre geniş tanımlı işsiz sayısı artıyor. Rapora göre: ...

2 Nisan günü öğle saatlerinde İstanbul’da 16 katlı bir binada yangın çıktığı haberi hızla yayıldı. Binanın eksi birinci ve eksi ikinci katında yapılan tadilat sırasında yaşana...

İSİG Meclisi, 2024 Mart ayı iş cinayetleri raporunu yayınladı. Buna göre, Ocak ayında 161, Şubat ayında 149, Mart ayında 115… 2024 yılının ilk üç ayında en az 425 işçi hayatın...

2024 1 Mayıs Taksim Platformu, Gayrettepe' de bulunan Masquerade Clup önünde iş cinayetlerinde katledilen işçileri anarak, işçi cinayetlerine karşı 1 Mayıs'ta Taksim’e çağrı yaptı. ...

  Covid-19 nedeniyle 13 Nisan 2020'de yaşamını yitiren devrimci işçi, Dev Yapı-İş temsilcisi Hasan Oğuz, Habipler Yayla Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. ...

  Cumartesi Anneleri 949. Haftasında 29 yıl önde gözaltında kaybedilen Ali İhsan Dağlı için Galatasaray Meydanı'ndaydı. ...

Arama

 

LENİNİST TEORİ

ÖNSÖZ

           Tüm Sayılar

Yeni Kitaplarımız

E-Kitap

Tüm E-Kitaplar için resme tıklayınız...

Devrimin Çağrısı

 

Editoryal 2023-2

 

Zafere Kadar Genç Yoldaş

Ukrayna Kimin Savaşı

 

Dergilerle Kısa Tarih