Buna bir politik müflisin ayakta kalma çırpınışı da denebilir. Yerel seçimlerde uğradıkları politik hezimetten, uğradıkları derin hayal kırıklığından sıyrılmanın yolu olarak, TİP, “yeni bir hikaye” yazmaya hazırlandığını ilan etti. ...

Hacettepe Üniversitesi’nin yemekhane, kafeterya, kantin ve yurtlarında sözleşmeli çalışan 400 işçinin ücretleri ödenmedi. Üniversitenin yemekhane, kantin, kafetarya gibi sosyal hizmet birimlerinde çalışan işçiler “2 Aydır ne maaş ne işsizlik ödeneği alamadık. Ne zaman ödeneceği belirsiz açlığa terk edildik” diyor.

ANKARA – Hacettepe Üniversitesi sosyal tesislerinde çalışmakta olan işçiler koronovirüs salgını nedeniyle kısa çalışma ödeneği verileceği söylenerek evlerine gönderildi. Ancak işçiler iki aydır ne maaş ne de kısca çalışma ödeneği alamadı.

Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı İktisadi İşletmeler adıyla faaliyet gösteren firmada Hacettepe, Beytepe ve Merkez Kampüste yemekhane, kantin, kafetarya gibi sosyal tesislerde çalışmakta olan işçiler, kısa çalışma ödeneği için İŞKUR’a başvuru yapıldığını ancak bir geri dönüş olmadığını ve ödenek alamadıklarını belirtti.

Hacettepe’de 400 İşçi Açlığa ve Belirsizliğe Mahkum Edildi.

İktisadi İşletmeler tarafınan 23 Mart tarihinde İşkur’a kısa çalışma ödeneği için başvurulduğunu ve Nisan ayı ortalarında da bu başvurunun e-devlette göründüğünü, 5 Mayıs’ta ise ödeme yapılması gerektiğini söyleyen İşçi TemsilcisiSerpil Türkkan, “Hepimiz ev geçindiren insanlarız, ev kiralarımız, ödemek zorunda olduğumuz faturalarımızvar. Fakat 50 gündür ücret alamadık. Ve bu 50 gün bir işçi için gerçekten çok uzun bir süreç. Üstelik ne zaman bir ücret alabileceğimize ilişkin net bir bilgi de yok” dedi.

Hacettepe Üniversitesi’nde 400 işçinin 2 aydır açlığa ve belirsizliğe mahkum edildiğini belirten işçiler seslerini duyurmaya çalışıyor.

Şirketle görüşerek acil ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ödeme yapmalarını ve İşkur’dan ödeme alındığında da işçilerin şirkete alınan meblağı iade etmeleri yönünde öneride bulunduklarını fakat olumlu bir karşılık alamadıklarını aktaran Türkkan, “İnanın 400 işçi açlık, işsizlik ve bu durumu daha da korkunç hale getiren belirsizliğe terk edildi. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Çözüm üretebilmek için Rektörlükle görüşme talebinde bulunduk. Üniversitenin bir şekilde işçilerin bu acil sornunu bir an önce çözmesi gerekiyor” dedi.

Sürekli Yetkiye İtiraz Edilerek Sendikal Örgütlenme Engelleniyor”

Hacettepe Üniversitesi işçilerinin sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi konusunda da sürekli problem yaşadığını belirten Türkkan, “Biz DİSK’e bağlı Sosyal İş Sendikası’nda örgütlüyüz aslında fakat sendika yetkisine sürekli itiraz ediliyor. Bir üniversitede bunun yaşanmaması gerekir. Yıllarca biz sendikal örgütlenmeyi sağlamaya çalıştık, sürekli itiraz edildi. En son yetki alma aşamasına geldik. Bir toplu sözleşme yaptık. Onun süresi bitti. İkinci bir toplu sözleşmeyi yapmak istedik. Yetki geldi ama ona da itiraz edildi. Hep itiraz hep itiraz maaşlarımıza zam alamadık. Sürekli olarak firmanın itirazlarıyla karşılaşıyoruz” dedi.

Son olarak iki yıl önce toplu iş sözleşmesi imzaladıklarını ve süresinin 20 Şubat’ta sona erdiğini aktaran Serpil Türkkan, yine firmanın yetkiye itirazı nedeniyle mahkeme sürecine girildiğini ve bu itirazların aynı zamanda sendikal örgütlenmeyi engellemek olduğunu belirtti.

Sendikal faaliyetlerde, yetkili sendika olma ve toplu iş sözleşmesi imzalanabilmesinin işçilerin örgütlenmesinde de olumlu etkileri olduğuna işaret eden Türkkan, “Sürekli itirazlar ve sözleşmelerin engellenmesiyle işçiler üzerinde bir umutsuzluk ve baskı oluşturuluyor” dedi.

Sendikal yetkiye itirazlar nedeniyle salgın sürecinde karşılaştıkları ekonomik zorlukların aşılmasında da sendikal anlamda faaliyetlerin engellenmesi nedeniyle sonuç alıcı bir ilerleme sağlamanın mümkün olamadığını ifade eden Türkkan, sendikanın da bir bekleyiş sürecinde bırakıldığını işçiler olarak, ücretlerini alabilmek için bir mücadele yürütmek durumunda kaldıklarını söyledi.

 

Üniversitenin İşçilerin Ücretini Ödemesi Gerekiyor”

İktisadi İşletlemer’in ve asıl sorumlu olarak Hacettepe Üniversitesi’nin işçilerin en acil sorunu olan ücretlerinin ödenmesi sorununu çözmesi gerektiğini belirten Türkkan “En azından bayram öncesinde işçilere ücretlerinin ödenmesi gerekiyor. Son olarak Mart ayı maaşını alan işçilerin daha fazla bekleyebilme şansları gerçekten yok. Bayrama da parasız girmek istemiyoruz” dedi.

Salgın süreciyle birlikte yaşanan belirsizliklerin de üzerlerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu vurgulayan Türkkan, “Salgın süreciyle birlikte işyerimiz kapandı. Fakat bizler ücretlerimizi alamıyoruz. 5 Mayıs’ta ödeme yapılacağı söylendi. Fakat ödemenin geri çekildiği söyleniyor. Sebebini bilmiyoruz. İşkur’un firmaya ilettiğine göre ödeme yapılacak, ama hangi tarihte yapılacağı konusunda bir bilgi verilmiyor. Bize ödeme yapılması gereken sürecin üzerinden 15 gün geçti. Ve ne zaman ödeme alacağımızı bilemiyoruz. Koronovirüs nedeniyle bizleri evlerimize gönderdiler ama bizler koronovirüsten değil, gönderdikleri evlerimizde açlıktan öleceğiz ” dedi.

Zenginlik İçinde Yaşayanlar, Her Şeyi Üreten İşçilere Açlık Ücretini Reva Görüyor”

15 gün asgari ücret alan bir işçi için gerçekten uzun bir süre olduğuna vurgu yapan Türkkan “Zaten salgın nedeniyle kaygılı bir süreç yaşıyoruz. İş yerlerimiz kapalı. Bu salgın süreci ne kadar sürecek. Biz tekrar çalışabilecek miyiz? Ne zaman çalışabiliriz? Bunun belirsizliği de bizi olumsuz etkiliyor ve üzerimizde ciddi bir baskı oluşturuyor. Böyle bir süeçte, kısa çalışma ödeneği gibi cüzzi bir ücretin bir üniversitenin işçilerine ödeyememesi, ne zaman ödeme yapılacağını dahi söyleyememesi kabul edilebilecek bir şey değil. Kısa çalışma ödeneği zaten komik bir rakam. Ne yazık ki. Zenginlik içinde yaşayanlar, her şeyi üreten, her türlü hizmeti veren işçilere açlık ücretini reva görüyor. Asgari ücret alan işçiler salgın sürecinde daha fazla yoksulluğa ve açlığa mahkum edildi. İnanın bizi koronovirüs değil bu açlık öldürecek bizi evlerimizde. İşsizlik ve bu belirsizlik öldürecek” dedi.

Hacettepe Üniversitesi işçilerinin kısa çalışma ödeneğinin bir an önce yapılması için seslerini duyurmaya çalıştıklarını ifade eden Türkkan, gerekirse artık üniversite önünde eylem yapacaklarını da ifade etti.

Filistinli sendikalar, tüm emek örgütlerini, “1 Mayıs'ta Filistin'in Kurtuluşuyla Dayanışma İçin” bu çağrıyı imzalamaya ve 2024 1 Mayısını “Filistin Direniş İşçileri Günü...

17 Nisan günü sabaha karşı saat 04.00'te, ABD’de yüzlerce Colombia Üniversitesi öğrencisi kampüsün ana bahçesinde bir "Gazze Dayanışma Kampı" kurdu. Öğrenciler, Üniversite İsrail...

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocuklardan “güvenlik”, “istihbarat” ve “gizli ajan” kelimelerini resimle ya da mektupl...

Günümüzde dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan önemli bir olay hem hızla duyulmakta hem de başka coğrafyalar üzerindeki etkileri hızla açığa çıkmakta. Dolayısıyla da emekçi ...

Mücadeleci 10 Sendika bir araya gelerek 1 Mayıs'ta Taksim'de buluşma çağrısında bulundu. Yıllardır işçi ve emekçilere yasaklanan Taksim Meydanı'nı için "Geri alacağız, Taksim bizimd...

“Öldürmenin pek çok yolu vardır. Karnına bıçak saplamak, ekmeğini elinden almak, hastalığını iyileştirmemek, kötü koşullarda yaşatmak, ölesiye çalıştırmak, intihara sürükle...

Yeni tanıştığımız, belediyeye bağlı bir taşeron şirkette çalışan işçi anlatıyor, “İki üniversite bitirdim, 26 bine çalışıyorum. Yol-yemek çıkarsan asgari ücret işte. Bu ...

  17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde Antep'te bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan ve şiddet nedeniyle yaşamını yitiren sağlık emekçileri a...

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Açlığın, sömürünün, geleceksizliğin giderek arttığı bugünlerde milyonlar işçi, emekçi her g...

Arama

 

LENİNİST TEORİ

ÖNSÖZ

           Tüm Sayılar

Yeni Kitaplarımız

E-Kitap

Tüm E-Kitaplar için resme tıklayınız...

Devrimin Çağrısı

 

Editoryal 2023-2

 

Zafere Kadar Genç Yoldaş

Ukrayna Kimin Savaşı

 

Dergilerle Kısa Tarih