Yazdır

"Özgürlüğümüz İçin Faşizme Karşı Birlikte Yürüyoruz" şiarıyla bir araya gelen Gençlik Örgütleri, iktidarın tüm saldırılarına karşı devrimci mücadeleyi kuşandıklarını belirterek bu gerçekleşen etkinlikle Birleşik Gençlik Meclisleri'nin kuruluşunu ilan etti.

"Özgürlüğümüz İçin Faşizme Karşı Birlikte Yürüyoruz" şiarıyla bir araya gelen Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Sosyalist Öğrenci Hareketi (SÖH), Yeni Demokratik Gençlik (YDG), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi, ve Gençliğin Devrimci Güçleri'nin (Dev-Güç) bugün HDP Bağcılar ilçe binasında gerçekleştirilen etkinlikte Birleşik Gençlik Meclisleri'nin kurulduğunu ilan etti.

Etkinliğe Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Genel Sözcüsü İdil Uğurlu, HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve araştırmacı, yazar Temel Demirer de katıldı.

Etkinliğin yapıldığı salona, devrimci önderler Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Mazlum Doğan, ve İbrahim Kaypakkaya'nın fotoğraflarının yer aldığı Kürtçe ve Türkçe "Özgürlüğümüz İçin Faşizme Karşı Birlikte Yürüyoruz" yazılı pankart asıldı.

Etkinliğe devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına yapılan saygı duruşu lie başlandı.

 

"Birlikte Mücadelemiz Sürüyor"

Gençlik Örgütleri adına açılış konuşmasını Volkan Atmaca gerçekleştirdi. Gençlik örgütleri olarak uzunca bir süredir tartışmalar yürüttüklerini bunun başka bir boyuta ulaştığını, 25 Ekim'de "Birlikte Yürüyoruz" şiarıyla başladıkları mücadeleyi sürdürdüklerini aktardı. Atmaca, emperyalist-kapitalist sistemin tüm dünyada saldırılarını büyüttüğü pandemiyle birlikte insanların gelceksizliğe ve örgütsüzlüğe mahkum etmeye çalıştığı bir süreçten geçildiğini söyledi.

 

"Geleceği İnşa Etmek Gerekiyor"

Hükümetin son beş yıldır süren saldırılarla örgütlü mücadeleyi boğmak istediğini belirten Atmaca Gezi isyanını hatırlatarak "Bizi ve milyonlarca emekçiyi eskiye bağlı ne varsa koparıp atmak, dört kolla sarılmak, yürümek, koşmak gerekiyor. Bu ablukayı dağıtacak olan irade ve gücü bizden önceki önderlerden, yoldaşlardan, dostlarımızdan öğrendik. Birlikte mücadeleye atılmak, bulutları birleştirmek, çakan şimşeğin ışıltısına gözünü dikmek, yarını gençliğin enerjisiyle birleştirmek, geleceği inşa etmek gerekiyor. Bugün bu söylediklerimizi yapma iddiasıyla buradayız" dedi.

İktidarın kadın, çocuk, işçi ve emekçi, doğa düşmanı politikalarına karşı bir araya geldiklerini kaydeden Atmaca, Gençlik Örgütleri'nin birlikte mücadeleyi yükselteceklerini vurguladı.

 

"Örgütlü Mücadele Kararlılığı Bu Düzeni Yerle Bir Edecek"

HDK Eş Genel Sözcüsü İdil Uğurlu da devrimci önderleri anarak sözlerine başladı. Tüm faşist baskılara rağmen bir arada yürüme inadının heyecan ve umut verdiğini söyleyen Uğurlu, "Bizler için çok anlamlı bir gün bugün. Bugün Seyit Rıza'nın ve yol arkadaşlarının Elazığ Buğday Pazarı'nda katledildiği gün. İttiat ve Terakki Cemiyeti zihniyetinin Ermenileri, Süryanileri, Müslüman olmadığı kesimleri katlettikten sonra sıra bu toprakların kadim halkları Kürtlere gelmişti. Elinden gelen her türlü politikayı, aygıtları kullandı ve hala kullanmaya devam ediyor" diye konuştu.

Devletin yazdığı resmi tarih ve direnenlerin yazdığı tarih olmak üzere iki tarihin var olduğuna dikkat çeken Uğurlu, egemenlerin dayattığı tarihi kabul etmeyeceklerini, biat kültürüne direneceklerini vurguladı. HDK'nin 40'tan fazla bileşenle Yeni Yaşam'ı örmek için mücadele ettiklerini, kararlılıkla yürüyeceklerini söyledi. Uğurlu, Gezi ruhunun hala ayakta olduğunu söyledi ve ekledi: "Sizin kararlılığınız, direnişiniz bu düzeni yerle bir edecek."

"Kurt yalnız olanı, tek olanı kapar" diyen Uğurlu, örgütlü mücadeleyi yükseltmek konusunda ısrarlı olduklarının altını çizdi.

 

"Diz Çökmeyenler, Ayakta Kalanlar, Direnenler Burada"

Hasan Hüseyin Korkmazgil'in "Acıyı Bal Eyledik" dizelerini okuyan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, "Bize zulmü dayattılar, bize ölümü dayattılar. Kentlerimiz yağmalandı. Değer verdiklerimiz, önder bildiklerimiz katledildi. Özel timlerle, akreplerle, tomalarla önlerimizi kestiler. Okullarımızı kapattılar. Bize diz çökmeyi dayatılar. Diz çökmeyenler, ayakta kalanlar, direnenler merhaba" dedi.

Sefaleti, ötekileştirmeyi, teslim olmayı, çürümeyi, ses çıkarmamayı dayattıklarını, uysal bir gençlik yaratmak istendiğinin altını çizen Piroğlu, tüm saldırılara karşı direnenleri selamladı. "İktidar bütün gücünü, bizim dağınıklığımızdan, örgütsüzlüğümüzden alıyor" diyen Piroğlu, yerin altından gelen deprem sesleri gibi öfke seslerinin geldiğin vurguladı.

 

"Rojava'da Gereken Cevabı Verdik"

Devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin devletin tüm zulmüne, ajanlaştırma dayatmalarına karşı zindanlarda, dağlarda, kentlerde mücadeleyi yükselttiğine dikkat çeken Piroğlu, "Biz, bize teslimiyeti dayatanlara, biz bize cehennemi dayatanlara Rojava'da çok çıplak bir cevap verdik. Kobanê'nin düşmesini bekleyenler, Rojava'nın teslim olmasını bekleyenler orada birleşik mücadelenin neye mal olduğunu, onlara nasıl bir ders verdiğini acı deneyimlerle öğrendiler; diz çökmedik, teslim olmadık!" dedi.

 

"Vardık, Varız Varolacağız!"

Piroğlu burada ortaya konulan iradenin bu ülkenin bütün ezilenleri tarafından tekrar ve tekrar ortaya konması olduğunu belirterek birleşerek, omuz omuza gelerek bu iktidarı durdurabiliriz. Bizim teslim olduğumuzu teslim olduğumuzu, korktuğumuzu sananlar buraya baksınlar ve yükselen sese kulak versinler; vardık, varız, var olacağız" dedi.

Piroğlu'nun konuşması, "Vardık, varız varolacağız", "Yaşasın birleşik mücadelemiz", "Rojava'da düşene dövüşene bin selam" sloganlarıyla karşılandı.

 

"Faşizmin Yok Olacağını Gördük"

HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut da tüm sözlerin pratiğinin bu salonda olduğunu işaret etti. Bulut, "Bunca zamandır yürütülen her mücadele, her deneyim HDP'nin yolları içerisinde buluştu. Birlikte mücadelenin sonunun nereye varacağını Rojava'da gördük. Birlikte mücadele edersek faşizmin nasıl yok olacağını bu topraklarda gördük" diye konuştu.

Devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenleri anan, ve devrimci tutsakları selamlayan Bulut, "Bu sorumluluğu hayata geçirmek zorunda olan nesiliz. Bizden sonraki neslin aynı zorlukları yaşamaması için mücadeleyi büyütmek ve yükseltmek zorundayız. Üzerimizdeki bu kara toprağı atacak olan da tam da bu dönemdir. Karanlık üzerimize çullanabilir ama her zaman direnen nesiller vardır. Bizler var olacağız. Her konuşmamımızı 'mutlaka kazanacağız' diye bitiriyoruz" dedi.

Kadın hareketinin gençlik örgütlerinden feyz aldığını kaydeden Bulut, "Genç kadınların sayısının artması ve alanda yan yana olmak bize güç veriyor. Dışarıdaki o karanlık her zaman korkar. Bu tür iktidarlar değişimi asla istemez. Ama değişimin her zaman gerekli olduğunu ve mücadelenin her zaman kesintisiz yürüteceğini bilen bu yüzler, devrimci birleşik mücadeleyi hak ettiği yere getirerek, karanlığı mutlaka yok edeceğiz. Bu bizim son sözümüzdür, birlikte gençlerle bu düzeni değiştirecek olan da biziz. Sorunumuz sistem sorunudur. Sistemi değiştirecek olan da buradaki inançlı yapıdır" ifadelerini kullandı.

 

"Siz İsyan Sancağını Yükseltenlerin Kuşağındansınız"

Araştırmacı, yazar Temel Demirer, bugün doğum günü olan devrimci önder Sinan Cemgil'in ruhunun salonda yaşadığını söyledi.

"Ben hep Dev-Lis'liyim ben hep Dev-Genç'liyim" diyen Temirer, "Sizler X kuşağı mı, Y kuşağımı o aptal tartışmaların muhatapları değilsiniz. Sizin bir kuşağınız var. Siz isyan sancağını yükseltenlerin kuşağındansınız. Şimdi bu coğrafyada bir şey daha yapacağız, yeniden yapacağız. Elelele tutuşacağız, karanlıkların üstüne doğru yürüyeceğiz" dedi.

 

"Diz Çökmeyeceğiz Sözünü Unutmayın"

Cervantes'in ünlü eseri Don Kişot'un kahramanı Hidalgo'nun Yel Değirmenleri'ne karşı mücadelesini hatırlatan Temirer, "Diz çökmeyeceğiz sözünü unutmayın, bizimkileri unutmayın, can verenleri unutmayın. Özgür olmak sorumluluk sahibi olmaktır. Siz özgür gençlersiniz bu coğrafyadan, Kürtlerden, Alevilerden, kadınlardan, ötekileştirilenlerden sorumlusunuz" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Enternasyonal Gençlik Dayanışması gönderdiği video mesajla Gençlik Meclisleri'nin kuruluşunu selamladı.

Sinevizyon gösteriminin ardından etkinlik serbest kürsü şeklinde basına kapalı olarak devam etti. Konuşmaların ardından kısa bir sinevizyon gösteriminin yapıldığı etkinlik basına kapalı gerçekleşti.