< < “Kimse İşçiyi Düşünmüyor”

Menemen Belediyesi’nde işçiler iki siyasi partinin çatışması ortasında kalmış durumda ve bu duruma karşı mücadele ediyorlar.

Menemen Belediyesi önünde eylem gerçekleştiren işçiler bekleyişlerini halaylarla sürdürüyorlar. İşçilerin eylemine sınıf kardeşleri olan İTK, Emeğin Gücü gibi işçi örgütleri de destek veriyor. Bizler de Mücadele Birliği Gazetesi emekçileri olarak, dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek amacıyla işçilere destek ziyareti gerçekleştirdik, gazetemizi ulaştırdık ve kendileriyle sürece dair görüşmeler yaptık. Menemen Belediyesi Meta-Su AŞ.’ye bağlı çalışan ve eylemde olan belediye işçileri ile gerçekleştirdiğimiz röportajı siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.

Kader Yayla:

"Menemen Belediyesi Belediye-İş Sendikası işçi temsilcisiyim. 2018 yılından beri Meta-Su bünyesinde çalışıyorum. 2003’ten beri de Menemen Belediyesi’nde çalışıyorum. Serdar Aksoy’un tutuklanmasından sonra yerine vekil olarak Deniz Karakurt atandı. AKP bu duruma itiraz etti ve kura çekildi. Kura çekiminde AKP’li aday çıktı. Deniz Karakurt Meta-Su’nun yetkilerini vermek istemedi. Yeni belediye başkanı da yetkiyi almak için diretti ve ortaya böyle bir durum çıktı. Biz de bu olayların ortasında kaldık. Aydın Pehlivan da 'Yetkileri almazsam Meta-Su işçilerini çalıştırmayacağım.' dedi. Biz de geçen haftadan beri iş yerlerimize giremez ve çalışamaz olduk. Kendisi yetkileri almakta ısrarlı, Deniz Karakurt da vermemekte ısrarlı. Biz bu iki çatışmanın arasında kalmış durumdayız. İsteğimiz, arzumuz şu, iki tarafın da bir an önce bir anlaşmaya varıp bu işçilerin mağduriyetini gidermeleri. Bizler de iş yerlerimize giremediğimiz için belediyenin önünde eylem yapıyoruz. İş yerlerimize geri dönmek istiyoruz. Ortak amacımız işçiler olarak buradan en az zararla çıkmamız. Çünkü burada insanlar emek mücadelesi veriyor, insanların eve ekmek götürmeleri gerekiyor, kirada olan insanlar var. Burada kimse işçiyi düşünmüyor, işçi ne durumda, mağdur oluyor mu olmuyor mu? Herkes şuan siyasi bir çatışmanın içerisinde ve bundan en çok etkilenen de biz işçiler oluyoruz. 660 personelimiz şuan işlerine gidemiyor. Biz de bu sebeple, işlerimize yeniden dönebilmek için buradayız. Ne AKP, ne CHP. Burada önemli olan işçi, emekçiler. Biz gerçekten artık çok yorulduk. İstiyoruz ki siyasi kişilikler bir kenara bırakılsın, işçi düşünülsün. Buradan başarılı bir şekilde çıkacağımıza inanıyoruz. Hakkımız olan işimizi yeniden alabilmek adına buradan ayrılmayı düşünmüyoruz.  Bekliyoruz, süreci daha fazla uzatmamaları gerektiğini düşünüyoruz çünkü insanlar burada gerçekten mağdur ediliyor."

Beytullah Koçak:

"Menemen Belediyesi’nde Belediye-İş Meta-Su İşçi Temsilcisiyim. 2 Şubat Salı günü itibariyle Meta-Su çalışanları olarak Menemen Belediyesi’nde çalıştığımız birimlere alınmadık. Alınmama sebebimiz CHP ve AKP arasındaki yetki kavgası. İki parti arasındaki bu yetki kavgasından dolayı mağdur olan her yerde olduğu gibi yine emekçiler olmuştur. Bu haksızlığın ve mağduriyetin son bulması adına emekçi arkadaşlarımızla birlikte çalışanı olduğumuz Menemen Belediyesi önünde direniyoruz. Güçlü bir şekilde buradayız. Hiçbir siyasi partinin önünde hak aramıyoruz, hiçbir siyasi parti bizim alternatifimiz değildir. Biz burada naçizane emekçi dostlarımızla birlikte çalışanı olduğumuz Menemen Belediyesi’nde tekrardan çalıştığımız birimlere dönmek adına mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi kazanacağımıza olan inancımız da tamdır. Beklentimiz bu hukuksuzluğun bir an önce son bulması. Menemen Belediyesi’nde çalıştığımız birimlere tekrar dönmek istiyoruz emekçi yoldaşlarımızla birlikte. Süreç nasıl gider kestirmek mümkün değil tabi ama şu kararlılığımızı belirtmek isteriz. Biz emekçiler hakkında siyasiler bir adım atmayacaksa biz kademeli bir şekilde burada örgütlü mücadelemizi büyüteceğiz. Gerekirse Menemen Belediyesi bünyesinde Belediye-İş sendikasına bağlı çalışan arkadaşlarımızla birlikte üç gün Menemen’e hizmet etmeyeceğiz. Biz Menemen Belediyesi emekçileri olarak ilk önce Menemen halkının hizmetkarıyız. Vicdan sahibi tüm Menemenlileri bu alana, Menemen Belediyesi önüne bize omuz vermeye, destek vermeye bekliyoruz. Direnişimizi sonuç alana kadar sürdüreceğiz."

İslam Tikbaş:

"Biz yaklaşık 2 yıldır Menemen Belediyesi Meta-Su iştirakinde çalışmaktayız. Süreç ben geliyorum demişti aslında. Serdar Aksoy tutuklandıktan sonra yapılan meclis seçimlerinde CHP’li bazı meclis üyelerinin de oyunu AKP’ye vermesiyle süreç uzadı ve kuraya kaldı. Kurada Deniz Karakurt çıktı. Akabinde kuraya itiraz edildi ve bu itiraz sonucunda valilik bir karar aldı, belirli bir gün verdi ve mahkeme kararı beklenmeden vali yardımcısı belediye başkanlığına atandı. Tekrar bir kura çekildi ve bu kurada AKP’li aday çıktı. AKP’li aday çıktıktan sonra Meta-Su’daki yetkileri kendi eline almak istedi. Biz bunları İstanbul’dan Ankara’dan, Adana’dan diğer büyük şehirlerden biliyoruz. Kendileri belediye iştiraklerini teslim etmediler. Deniz Karakurt da işçiyi korumak – ben şahsen bunu işçiyi koruma olarak değerlendiriyorum- adına yetkileri vermedi. Ki vermeleri de uygun olmayacaktı çünkü bir mücadele sonucu alınmış bir belediye değil. Yeni başkan hileyle hurdayla alınmış bir belediyede yetkileri tamamen eline almak istiyor. Biz de şuan bu durumun mağdurları konumundayız. İşten çıkarılmadık, halen Meta-Su iştirakindeyiz henüz. 660 kişi aynı mağduriyeti yaşıyoruz. Bu duruma karşı mücadele ediyoruz. Mücadelenin büyümesini istiyoruz. Herkesin desteğini bekliyoruz, hangi siyasi görüşten olursa olsun. İşçinin birlikte olup yıkamayacağı duvar yoktur, biliyoruz. Mücadelenin sonuna kadar devam edeceğine, işimizi ekmeğimizi geri alana kadar süreceğine söz veriyoruz. Alanlardayız, kar, yağmur, çamur demeden bu alanlarda emeğimiz için, işimiz için mücadele edeceğiz."