Emperyalist kapitalist sistemin yarattığı karanlık her geçen gün koyulaşıyor, şafak sökmeye yakın.
Bir ülkenin, bir toplumun geleceğidir gençlik. Gençliği kaybedenler, geleceklerini de kaybederler. Gençler geleceklerini kaybederse, toplumsal düzen kendi “var olma hakkını” ve dayanaklarını kaybeder.
Yine savaş davulları yüksek sesle çalıyor. Ardı arkası kesilmeyen çatışmalar ve savaş, göz göre göre yapılan askeri yığınaklarla, ateşlenen silahlarla şiddetleniyor.
“Bir adam gelir, bir düzeni bozar kalır” diyor Ekim Devrimi’ni zafere ulaştıran Lenin için, Turgut Uyar. Bir adam ki büyük Ekim Devrimi destanını yazıyor. Bir adam ki önce kendi ülkesinin, sonra tüm dünya proleterlerinin yolunu aydınlatıyor, devrim fikrini bir düş olmaktan çıkarıp ete kemiğe büründürüyor. Tarihin akışını değiştiriyor.
Toplumsal mücadele her geçen gün büyüyerek gelişiyor. Kadınların, öğrencilerin eylemleri, işçi grevleri, esnafların sokağa çıkması, küçük tütün üreticilerinin yol kapatma eylemi, çevrecilerin işgal eylemleri ve daha bir çok irili ufaklı eylemlere tanık oluyoruz. Bu eylemlerin hepsinin ortak noktası kapitalist düzenin yaratmış olduğu sorunlara karşı gelişmesidir.