Yoksulluk her yerde dizboyu. Artık kimsenin inkar edemeyeceği, başını diğer tarafa çeviremeyeceği kadar açık ve net olarak görülüyor.
Haftalardır felaket haberleriyle boğuşuyoruz. Yangınlar, seller, heyelanlar... Bunların sonucu yok olan hayatlar, evler, ormanlar, hayvanlar... Yaşanan felaketlerde sonuç değişmiyor. Canlar kaybediliyor, evler, ekoloji, kısaca tüm bir yaşam sistemi yok oluyor. Sel sonrası ya da yangın sonrası geride kalan görüntüler, Hollywood'un distopik filmlerinden kalan karelerden çok da farklı değil. Sonuçta kaybeden insan, kaybeden dünya...
Ciğerlerimiz yanıyor. Sadece ülkemizde ya da belli bir coğrafyada değil, dünyanın pek çok yeri yangınlarla sarsılıyor. Kuzey yarı-kürede sıcaklık olağanüstü düzeye ulaştı ve bu pek çok etkenle birleşip yangınlara dönüşüyor.
Salgın, yangın, sel, savaş, açlık ve yoksulluk... Büyük yıkımlarla yüz yüze gelen toplumlar, tür olarak yok oluşun eşiğine gelen insanlık... Tek sözle, kapitalist uygarlığın sonu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olacak “Pandemi önlemleri”ni açıkladı. Pek çok yasak kaldırılır ya da gevşetilirken, en tepki gören yasak müziğe geldi...