Deprem bölgesinden iktidara çıkan yüksek oylara kimi şaşkın, kimi sitemli. Kaybedilen seçimin hayal kırıklığı içinde kalan sıradan insanların tek tek sözlerine değinmek, bu yazıyı bitmeyen bir yola sokar. Ancak politik deneyim açısından süreci kendimize hatırlatmakta fayda var.
“Kaderin planı”nın neden emekçilere sürekli sefalet ölüm, işsizlik olduğu, neden sermayedarlara ve siyasi temsilcilerine zenginlik, sefa biçiminde gerçekleştiği üzerine de, nice sözler çoktan söylenmiş olacak...
On yıllarca Ortadoğu’da devrimlere karşı emperyalizmin jandarmalığını yapan işbirlikçi tekelci devlet, görevini ifa ederken, on bir yıl önce emperyalizmin çıkarları adına Suriye’yi kendisinin yöneteceği hayalini kurdu. Nesnelliğin ona başarısızlık çarklarını çevirdiğini ise yalnız kendisi bilmiyordu. Siyasi literatürde buna öngörüsüzlük dense de, burnunun ucunu görememek de denebilir.
Feministlerin en önemli ajitasyonu; “Kadın sorunu sınıflar-siyasetler üstüdür. Biz sorunu ertelemiyoruz, bugünden çözmek istiyoruz” söylemidir.
1992-1996 Yılları
-Afganistan üzerine 2008 yılında yapılmaya başlanan geniş bir çalışmanın bir bölümüdür-