1 Mayıs’a gidiyoruz. Bir tarafta sokağa çıkma yasakları, diğer tarafta “ekonomi çarkları dönmek zorunda” buyruğuyla kesintisiz işe koşulan milyonlar!

1 Mayıs’a gidiyoruz. Resmi tatil. Bir kısmımız tatil yapma şansı yakalayacak, geri kalanlarımız yine zorunlu işe koşulacak. Şimdiden dillendirmeye başladılar, evde kalanlara sokağa çıkmak yasak!

1 Mayıs’a gidiyoruz. Yıllık izinlerimiz gaspedildi. Ücretsiz izin yasal hale getirildi. Açlıkla, yoklukla, yetmeyince sopayla sürüyorlar fabrikalara. Çarklarında öğütüldüğümüz yetmiyor, bir de virüsle boğuşuyoruz. Sağlığımız ve sevdiklerimizin sağlığı... Virüs mü, açlık mı... İşte tepemizde sallanıp duran satır!

1 Mayıs’a gidiyoruz. Yüz binlerce küçük işletme battı. Onlarla birlikte işini kaybedenlerimiz ortada kaldı. Fabrikalarda, atölyelerde kapı önüne konan milyonlar... İşsizlik çığ gibi büyüyor!

1 Mayıs’a gidiyoruz. Salgınla savaşın en ön saflarındaki sağlık emekçileri arasında kayıplar artıyor. Her gün şantiyelerden, ocaklardan, tersanelerden, OSB’lerden hastalık ve ölüm haberleri geliyor. Ne işçi sağlığı, ne iş güvenliği! Beşer onar kapıyor salgın arkadaşlarımızı. Arkadaşlarımızın cesetleri üzerinde yükseliyor burjuvaların sarayları!

1 Mayıs’a gidiyoruz ve bütün haklarımız ayaklar altında! Hiçbir ihtiyacımız ve çıkarımız gözetilmiyor. Bu vahşi burjuva hükümet, bu vahşi düzen çoktan gözden çıkarmış durumda bizi. İhaleler devam ediyor, yağma ve talan hız kesmiyor.

Ama diğer taraftan, çürüyen, dökülen bu düzende geleceği ilmek ilmek dokuyan emekçilerin kendi yaralarını dayanışmayla sarmaya çalıştığı günlerde 1 Mayıs’a gidiyoruz. Her şeye rağmen bir araya geliyor, adım adım seslerini yükseltiyor işçiler.

1 Mayıs’a gidiyoruz. Her tarafta engellemelerle karış karşıyayız. Salgının yayılmasını önlemek için yasaklar getirdiklerini söylüyorlar. Yalan söylüyorlar! Bizi düşündükleri falan yok. Bu virüs biz çalışırken dokunmuyor da tatil günlerinde mi saldırıya geçiyor! Tüm dertleri 1 Mayıs coşkusunun önünü almak. Mücadelemize ket vurmak.

Biliyoruz, kurulu düzenler kendiliğinden değişmez. Bu asalaklar emeğimiz üzerinden devşirdikleri şatafatı kendiliğinden bırakıp gitmez. Bunun için birlik gerek, kavga gerek. İhtiyacımız ve hakkımız olanları ancak birlikte mücadele ederek alabiliriz. Yaşam hakkımızı savunmak için kavgaya, greve, mücadeleye atılmak zorundayız. Sadece kendi hayatımızı değil, yaşamı savunmak için kazanmak zorundayız.

Her türlü sağlık önlemlerini alarak sokaklara çıkalım, hükümetin yasaklarını boşa çıkaralım.

1 Mayıs günü çalışmaya zorlanan işçiler, gelin ücretli izin hakkımızı o gün bizzat grev yaparak kullanalım!

En başta Taksim olmak üzere, meydanları, sokakları, şantiyeleri, sanayi bölgelerini eylem alanına çevirelim.

Tekrarlamakta fayda var. Her tür sağlık tedbirini alarak harekete geçelim.

1 Mayıs’a gidiyoruz. Öyle sadece sanal araçlarla sanal eylemlerle geçirilecek günler değil!İşçiler olarak her tür araçla birbirimizi bulacak, fiili olarak güçlerimizi birleştirecek ve 1 Mayıs bayrağını yükselteceğiz!

Unutmayalım. Dünya ellerimizde dönüyor! Bizim bu asalaklar sınıfına ihtiyacımız yok.

YAŞASIN 1 MAYIS

1 MAYIS’TA TAKSİM’E

MÜCADELE BİRLİĞİ PLATFORMU