İSİG Meclisi: "Çocuk İşçiliğe MESEM'e Son Verilsin Eğitime Bütçe Ayrılsın"

Çocuk ve genç işçiliğine ve iş cinayetlerine karşı eyleme geçen İSİG Meclisi, çocuk işçiliğin yasaklanması, eğitime verilen bütçenin artırılması, MESEM projesine son verilmesini istedi. İSİG Meclisi ayrıca, çocuk işçiliğine karşı 1 Mayıs'ta tüm ülkede alanlarda, İstanbul'da Taksim Meydanı'nda olma çağrısı yaptı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, çocuk işçiliğine, genç işçilerin güvencesiz çalıştırılmasına ve iş cinayetlerine karşı Kadıköy'de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya geldi. Çok sayıda sendika temsilcisinin siyasi parti, demokratik kitle örgütü, katıldığı eylemde, sendikalardan bir grup "İşçilerin Birliği Semayeyi Yenecek", "1 Mayıs'ta 1 Mayıs Alanındayız" sloganlarıyla alana geldi. Az önce taban maaş eylni yapa Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyeleri onları aklışlarla ve sloganlarla karşıladı.

Eykemde "Çocuk İşçiliğine, Gençlerin Güvencesiz Çalıştırılmasına, İş Cinayetlerine Hayır"yazılı pankart açılarak, çocuk iş cinayetlerine ilişkin rapor Info grafiklerinden oluşan dövizler taşındı. İSİG Meclisi Temsilcisi Murat Çakır, "Yarın 23 Nisan ve Çocuk Bayramı gönül ister ki, çocuklar her gün bayramı yaşasın, ancak ülkemizde yoksulluk en çok çocukları Çocuklarımız eğitime ulaşmıyor. Tarımda, sansyide, inşaatlarda, moto kurye olarak çalışıyor ve her yıl altmıştan fazla çocuğumuzu iş cinayetlerinde kaybediyoruz" dedi.

 

"Yılın İlk Dört Ayında 18 Çocuğumuzu Kaybettik"

Son birkaç yıldır da devlet eliyle ucuz işgücü olarek çocuk işçiliğin önünün açıldığını belirten Çakır MESEM projesine devlet eliyle kaynak aktarılırken geçen yıl Eylül ayından itibaren çocukların fabrikalarda inşaatlarda hayatını kaybettiğini söyledi.

Çakır bu yılın ilk dört ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 18 çocuğu isimlerini ve ölüm nedenlerini aktardı. Daha yılın ilk dört ayında olunduğunu ve tarım mevsimi başlamadığını hatırlatan Çakır, tarım işçisi çocukların da sağlıksız koşullarda çalıştıklarını ve yaşamlarını yitirdiklerini ve buna karşı bir araya geldiklerini belirtti.

 

"İşçi Ve Emekçiler Hesabını Soracak"

EMEP milletvekili İskender Bayhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Az önce burada isimleri okunan 18 çocuk işçinin vebali senin omuzlarındadır. Bu ülkede yüz binlerce çocuk işçinin MESEM'lerde sömürülmesinin vebali senin omuzlarındadır. Sen büyük sermayenin en rafine temsilcilerinden birisin ve bu ülkenin işçileri, emekçileri senden bunun hesabını soracak" dedi.

Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Genel Sekreteri Bektaş Durmaz iktiarın nitelikli eğitim almasını sağlamak yerine ÇEDES projesiyle dini kullanarak eğitimden uzaklaştırdığını ve MESEM projesiyle de çovuldrın ucuz emek gücü olarak görüldüğünü ve çalıştırıldığını vurguladı. Çocukların eğitim almaları gerekirken çıraklık eğitimi adı altında fabrikalarda sağlıksız koşullarda ucuz emek gücü olarak çalıştıklarını söyledi.

MESEM projesinin derhal geri çekilmesi gerektiğini belirten Durmaz, çocukların nitelikli bir çıraklık eğitimi alabilmesi için buna uygun koşulların sağlanması gerektiğini vurguladı. Her çocuğun öncelikle sağlıklı beslenme ve parasız nitelikli eğitim hakkı bulunduğunu ve iktidarın bunu sağlaması gerektiğini belirtti.

 

"Çocukların Sağlıklı Koşullarda Yaşaması Ve Eğitim Alması Sağlanmalıdır"

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç ise çocukların sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda kaldıklarını belirterek "Sağlıklı olmak bir sağlık kuruluşuna gidip muayene olmak ve tedavi görmek ve iyileşmek değildir. Sağlıklı olmak öncelikle sağlıklı beslenebilmek ve sağlıklı koşullarda yaşamak ve çalışmaktır" diyerek. çocukların öncelikle sağlıklı beslenme ve yaşam koşullarının sağlanması ve eğitim almalarının sağlanması gerektiğini, çıraklık eğitimlerinin de bu koşulların sağlanarak verilmesi gerektiğini vurguladı. Çocuk-genç işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin de sıkı bir denetime tabi tutulması gerektiğini söyledi.

 

"Devlet Eliyle Çocuk İşçilik Yasallaştırılıyor"

Mücadeleci sendikalar adına söz alan DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar, "İktidarın kriz derinleştikçe orta vadeli planlarını açıklayarak "Bizden zam istemeyin, kasa boş" dediklerini belirterek "Ama her gün holdinglere, sermayedarlara, çocuk işçi çalıştıranlara, canını alanlara teşvik üstüne teşvik yağdırılıyor" dedi.

Staj, çıraklık ve MESEM projeleri üzerinden, devlet eliyle çocuk işçiliğin yasallaştırıldığını vurgulayan Acar, "İnşaat işçisinin, fabrika işçisinin ölümü ne kadar 'normal'se, fıtratında var diyorlarsa bugün çocuk işçilik için de 'yasal', 'normal', fıtratında var" denildiğini söyledi.

 

"Çocuk İşçiliğe Karşı 1 Mayıs'ta Taksim'e!"

"Mücadeleci sendikalar olarak çocuk işçiliğin mücadelesinin sınıf mücadelesinden ayrı olmadığına, birlikte mücadele ederken, örgütlenirken fabrikalarda hiç de istisna olmadıklarına, şimdi üye olmasalar bile bizimle alanlarda mücadele ettiklerine çokça tanık oluyoruz" diyen Acar, çocuk işçiliğin yasaklanması ve MESEM projesinin iptal edilmesi için mücadele edeceklerini belirtti.

1 Mayıs'ta çocuk işçiliğine karşı herkesi Taksim'de olma çağrısında bulunan Acar, "Çünkü hayatlarımız bize kurulan barikatların arkasında. MESEM kapsamındaki bütün öğrencileri, bütün genç işçileri, bütün kadınları, çocukları ve işçileri 1 Mayıs'ta bizimle birlikte dövüşmeye çağırıyoruz" dedi.

 

"AKP İktidarı Döneminde 925 Çocuk İşçi Katledildi"

Basın açıklamasını okuyan TOMİS üyesi metal işçisi Nimet Erben, AKP iktidarının hayata geçirdiği politikaların her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirdiğini söyledi. Diğer yanda çocuk işçiliğin görünmez kılınmaya çalışıldığını vurgulayan Erben, AKP'li yıllarda en az 925 çocuk işçinin iş cinayetlerinde katledildiğini hatırlattı.

 

"Çocuk-Genç İşçiler Sağlığını Geleceğini İş Yerlerinde Bırakanlardır"

Erben "Çocuk işçiler tarım sektöründe ailesiyle birlikte mevsimlik olarak ücretli veya tarlasında çalışanlardır, çocuk işçiler haftanın bir günü okulda dört günü işyerinde olan MESEM adı altında çalışanlardır, çocuk işçiler kentlerin varoşlarında aile içi emek kapsamında ücretsiz çalışanlardır, çocuk işçiler iş öğrensin diye yaz tatilinde çalışanlardır, çocuk işçiler harçlığını kazansın diye tanıdığın yanına verilenlerdir. Ama çocuk işçiler sistematik olarak Türkiye kapitalizminin daha ilköğretim çağındayken bile acımasız üretim çarklarına soktuğu oyun alanlarından koparılan çocukluğunu, gençliğini ve sağlığını işyerlerinde bırakan bu ülkenin geleceğidir. Kesinlikle geçici bir olgu değil bilinçli sistematik bir ucuz emek sömürüsüdür" diyerek çocukların-gençlerin çıraklık, staj adı altında aslında geleceklerinin çalındığını vurguladı.

 

"MESEM Projesi Kapsamında 1.5 Milyon Öğrenci Çalışıyor"

Çocuk emeğinin sömürüsünde kullanılan temel yasal modelin çıraklık olduğunu belirten Erben, MESEM projesinin "çıraklık eğitim merkezleri"nin devamı olduğunu söyledi. MESEM ile yapılanın asıl olarak ara eleman yetiştirmek ve ucuz emek gücü ihracı olduğunu vurgulayan Erben MESEM kapsamında yaklaşık 1.5 milyon öğrenci olduğunu kaydetti.

 

"Çocuklar En Çok Tarımda En Kötü Koşullarda Çalıştırılıyor"

Tarım işçiliğinin çocuklar için en kötü çalışma biçimleri arasında yer aldığına işaret eden Erben, inşaat işçisi çocukların ise genelde ailenin diğer üyeleriyle birlikte çalıştığını kaydetti. Tarımın ardından en fazla çocuğun çalıştırıldığı sektörün hizmet sektörü olduğunu belirten Erben,

 

"Sokakta Çalışan Çocukların Yaşı 10'un Altına Düştü"

"Sokakta çalışan çocuklar genel olarak ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık, araba camı silme, atık toplama gibi işlerde çalışırken, bu işler genel olarak kalabalık şehir merkezlerinde ve tehlikeli ortamlardadır. Çalışma yaşı 10'un altına düşmüştür. Dengeli ve yeterli beslenmeyen, bir kısmı ise geceyi sokakta veya çöplüklerde geçiren çocukların çalışmaları haftanın 7 günü ve günlük 14 saate varan çalışma saati bulabilmektedir" dedi.

 

"Örgütlenmek, Mücadele Etmek Ve Direnmek Gerekiyor"

Türkiye sanayisinin dünya pazarlarında, özellikle AB pazarında, var olmasının yegâne yolunun ucuz işgücü ihracı olduğunu belirten Erben, "Bu noktada çocuk işçilik elzemdir. Çocuk işçiliğin ancak üretenlerin yönetmesi durumunda önlenebileceğinin bilinciyle: Çocuk işçilik yasaklanmalıdır. Eğitime verilen bütçe artırılmalı, MESEM uygulamasına son verilmeli, mesleki öğrenim çocuk ve gençlerin gelişimine uygun bir biçimde planlanmalı ve kamusal kurallar çerçevesi içinde olmalıdır. Ancak bunları sistem içinde ifade etmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örgütlenmek, mücadele etmek ve direnmek gerekiyor."

İSİG Meclisi, son olarak çocuk işçiliğine karşı 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'nde ülkenin dört bir yanında alanlarda, İstanbul'da ise Taksim Meydanı'nda olma çağrısı yaptı.