SES üyeleri Ebeler ve Hemşireler Haftası nedeniyle işyerleri önünde basın açıklaması gerçekleştirerek sağlık ve eğitim de yaşanan şiddeti protesto etti.
İstanbul'da Eyüpsultan'da bir öğretmenin öldürülmesi üzerine eğitim emekçileri, bugün ülke genelinde iş bırakarak İl Milli Eğitim Müdürlükleri önüne yürüyüş yaparak basın açıklaması gerçekleştirdi.
İSİG Meclisi, Nisan ayı iş cinayetleri raporunu yayınladı, Meclis bu raporunu, İstanbul Beşiktaş Gayrettepe'de 16 katlı bir binanın -1. ve -2. katında faaliyet gösteren Masquerade Club (eski Discorium) adlı gece kulübünde tadilat yapıldığı sırada...
Basın-İş, İzmir Çiğli’deki Organize Sanayi Bölgesi’nde ambalaj üretimi yapan Amcor Fabrikasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı aldı. Amcor da grev kararı bugün asıldı.
Antalya'nın Serik ilçesinde Erkan Ozan isimli erkek, yaklaşık 3 yıl önce boşandığı Pınar G. ve yanındaki Volkan G.’yi katletme girişiminde bulundu. Antalya Kadın Platformu kadın cinayetlerine karşı Attalos Meydanı'nda eylem yaparak kadın...
Çocuk Evlerinde Bakıcı olarak çalışan emekçiler, kanununda yapılan bir değişiklikle iş kanunu kapsamı dışında bırakılmaları nedeniyle 4 Haziran'da Ankara'ya gidecek.
Eğitim sendikaları, öğretmen İbrahim Oktugan’ın katledilmesini protesto etmek için, cinayetin işlendiği İstanbul Eyüp’te bulunan Final Akademi Anadolu Lisesi önünde bir açıklama yaparak, eğitimde şiddete karşı yeni yasal düzenleme yapılması...
HBDH Yürütme Komitesi, “7. Ölümsüzlük Yıldönümünde Ulaş Bayraktaroğlu Yoldaş Ölümsüzdür!” diyerek bir açıklama yayınladı.
Amasra'nın Bartın ilçesinde TTK Müessesesinde meydana gelen, 43 madencinin hayatını kaybettiği patlamayla ilgili açılan davanın 7 duruşması bugün Bartın Adliyesi'nde görülüyor. Mahkemenin keşif için karar vermesi bekleniyor.
İzmir’de aralarında Devrimci Öğrenci Birliği’nin de bulunduğu Gençlik Örgütleri 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmaya çalışanların operasyonlarla gözaltına alınıp tutuklanmasına karşı 7 Mayıs günü Alsancak Halkbank önünde toplanarak Alsancak Türkan Saylan...
Bir 6 Mayıs’ta daha yoldaşları Denizlerin başucunda idi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamlarının 52. yılında, yoldaşları Karşıyaka Mezarlığında onları bir kez daha andılar.
İsviçre’nin Basel kentinde Denizleri anma etkinliği düzenlendi. 6 Mayıs 1972’de idam edilen birleşik devrimin ölümsüz önderlerini anmak üzere, 5 Mayıs pazar günü TKEP/Leninist tarafından Basel’de bir etkinlik gerçekleştirildi. Anma saygı duruşu...
İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüyen devrimcilere yönelik gözaltı ve tutuklama saldırısına basın toplantısı yaparak tepki gösterdi. Taksim iradesini gösterdikleri için tutsak edilen devrimcileri alacaklarını...
Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idamlarının 52. yıldönümünde İstanbul'da Şişli Ayışığı Ekin Sanat Derneği bir anma etkinliği düzenledi.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme iradesi gösterdikleri için gözaltına alınan 64 kişinin serbest bırakılmasını istedi.
İstanbul Üniversitesi önünde YÖK’ü protesto eden Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB), Dev-Güç, YDG ve HDP Gençlik Meclisleri, "Üniversitelerde de birleşik mücadele hattımızı örmeye, YÖK’ü tarihe gömmeye kararlıyız” dedi.
12 Eylül Asker Faşist Darbesi sonrasında uygulamaya konulan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) 39. kuruluş yılında, Devrimci Öğrenciler Birliği (DÖB), Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç), Yeni Demokrat Gençlik (YDG), HDP Gençlik Meclisi tarafından İstanbul Üniversitesi önünde protesto edildi.
İstanbul Üniversitesi önünde yapılan protesto eylemi öncesinde üniversitenin önü polis ve özel güvenlik görevlileri tarafından abluka altına alındı.
"Demokratik Özerk Üniversite İçin Birlikte Yürüyoruz" yazılı pankart açan Gençlik Örgütleri “Kayyım Rektöre Karşı Birlikte Yürüyoruz”, “Kampüste Sokakta Evde Ataerkiye Karşı Birlikte Yürüyoruz” yazılı dövizler taşıdı.
Eylemde basın metnini gençlik örgütleri adına Bekir Açar okudu. Açar, 6 Kasım 1981’de kurulan YÖK’ün ‘kara bir el’ olarak üniversitelere müdahale ettiğini ifade etti. YÖK’ün proje olarak 12 Eylül sonrası faşist darbenin dayatması olduğunu vurgulayan Açar, 80’lerin Beyaz Toroslarını üniversitelere sokarak üniversite öğrencilerinin katledilmesinden sorumlu olan; ilerleyen süreçte öğrencileri sistemin kalıplarına sokmak adına her türlü baskıyı yapan; son süreçte ise iktidarın faşizminin üniversitelilere karşı tavırlarının temsilcisi konumunda olan YÖK üniversiteleri hapishaneye çeviremediği ölçüde öğrencilerin hapsetmeye, üniversitelileri zapturapt altına alamadığı ölçüde katlini vacip saymaya devam ettiğini belirten Açar, Bu proje 39 yıldır nasıl iktidara güdümlü hareket ettiyse bizler de onları üniversitelerden silecek iradenin sahibi, 6 Kasımların militan ve kitlesel YÖK protestolarının 39 yıldır yürütücüleriyiz" dedi.
Aylardır Covid-19 virüsü ile burun buruna yaşadıklarını, iktidarın virüse karşı sözde önlemler alırken yaşanan ekonomik krizin faturasını halka ödetip, yeni yıl mezun olmuş öğrencilerin okulu sırtlarındaki KYK borcu ile bitirdiğini vurgulayan Açar, "Üniversitelerimizden barış akademisyenleri, bilim ve barış savunucuları tasfiye edilirken Vedat Akgiray gibi hırsızlar profesör sıfatıyla karşımıza geliyor, üniversitenin iradesi yok sayılarak kayyım rektörler atanıyor. Dün yemekhane zamları için sokakta olup hakkımızı sokakta kazanan biz bütün bunlara karşı yine sokaktayız, sokakta olacağız" dedi.
Virüsün gidişatına hiçbir müdahalede bulunamayan iktidarın eğitimin online olacağını üniversiteler açılmadan sadece günler önce kararlaştırdığına dikkat çeken Açar, "Birçok öğrenci okul için gittiği yerde kalacak yer sorunu yaşadı, birçoğumuz yurtlarımızda bıraktığımız eşyalarımızı aylardır alamaz olduk. Eğitimlere girebilmek için gerekli teknik donanımı olmayan birçok öğrenci bilgisayar alabilmek için bankalara kredi başvurusu yaptı. Eğitimin uzaktan verilmesi anti-bilimselleştirmelerine ve niteliksizleştirmelerine kapı açıp bizlerin üniversitelerde akademik mücadele vermemizin önünü kapatmıştır" dedi.
İktidarın hastalığı dahi kendi lehine kullandığını asıl virüsün kapitalizm olduğunu belirten Açar, tüm bunlar yaşanırken iktidarın sessizce köşelerine çekilmelerini istediğini belirterek "Açlık ile hastalık arasında bıraktığı öğrencinin, işçinin, emekçinin çıkardığı tek bir sese bütün gücünü seferber ediyor. Her şeye rağmen bizler yine amfilerden, koridorlardan, sokaklardan eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim şiarını yükseltmek için buralardayız" dedi.
Bu düzeni yıkana kadar durumun daha iyi olmayacağını ifade eden Açar, Bizler, yıkma iradesine sahip, zaferi sokakta kazanacağını bilen, militan ve kitlesel bir birliktelik için bir araya gelmiş gençler olarak; üniversitelerde de birleşik mücadele hattımızı örmeye, YÖK’ü tarihe gömmeye kararlıyız" dedi.