Sabahın erken bir saatinde sokaktan gelen bir sesle uyandı kadın. Yine kurduğu alarmdan önce uyandırmıştı onu refleksleri. Yatağından doğruldu, akşam yatmadan önce çıkardığı saatini aradı bir süre elleri. Saat 07.07... Hızla üzerini giydi. Eteğinin boyuna baktı, acaba diye düşünürken kaşlarını çattı. Bu elbiseyi giymek istiyorsam bu elbiseyi giyeceğim... O kadar çok taciz haberi okumuştu ki son zamanlarda… bir yanı öfkeli, diğer yanı mücadeleci kadınla doluyordu.

Bindiği otobüste boş bir koltuk bulabilmenin mutluluğuyla hızla koltuğa yaklaştı. Koltuğa doğru hızla yaklaşan bir erkekle yan yana gelince lütfen oturun ben ineceğim yolum uzun değil dedi ve tutunabileceği bir yer bulduğunda kulaklığını aradı elleri. Çantasında aradığı bir şeyi genellikle hemen bulamazdı, bu sefer biraz daha kısa bir sürede çıkardı kulaklığını. Bir yanıyla da haberleri okuyordu artan bir ilgiyle. Ezidi kadınları okuyordu... Yıllarca IŞİD’lilerin tecavüzüne maruz kalan güneşin kızlarını... IŞİD yenilmiş, savaş bitmiş ama acıları bitmemişti. Bir katilden doğan yavrularını yanlarında götüremiyorlardı. Toplulukları bu çocukları kabul etmiyorlardı.

Bir annenin yavrusuyla sınanışı... Annesini hatırladı birden. Çocukları bırak öyle gel, geleceksen sözlerine çaresizce boyun eğmeyen çocuklarını bırakmayan fedakar bir anneydi. Bir sesini duymak istedi. Alo anne... iyiyim... sen nasılsın.. hayır anne, istemiyorum... anne... ararım yine... Telefonu kapattı ve camdan dışarı bakarken annesiyle dost olabilen kadınları ne kadar kıskandığını düşündü. Olmuyordu bu maya bu iki kadında tutmuyordu.

Haberlere geri dönmeyi denedi... Bir anket çıktı karşısına. Hangi ülkede yaşıyorsun... Cinsiyetin... Terazinin bir yanında bir kadın diğer yanında bir erkek... Ülkende kadın erkek eşitliğinin oranları nedir görmek için tıkla... tıklıyor kadın. Terazinin bir ucu büyük bir hızla yukarı çıkıyor ki kadın bir anda şaşkına dönüyor. Cinsiyet eşitliği alanında dünya sıralamasının en kötü olduğu ülkeler arasında Türkiye... 145 ülkede yapılan araştırmalar sonucu Türkiye 130. sırada yer alıyor. Türkiye’yi Mısır takip ediyordu. Lübnan, Yemen, Suriye...

Korkunç bir şey bu diyor kadın... Kadın erkek fırsat eşitliğinin 21. yüzyılda hala konuşuluyor olması bir yanıyla şaşırtıyor, diğer yanıyla ise kendi ülkesinin bu kadar ülke arasında geri kalmışlığına şaşıyor. Bildiği bir şeyi görmenin verdiği şaşkınlık. Biliyordu ki görece burjuva kadın hakları bile emekçi kadınların mücadelesi ile kazanılmıştı tarih boyunca. Hiçbir hakkın mücadele etmeden, zor kullanmadan kazanılamayacağını biliyordu. Yine öyle olacaktı.

Çevresindeki erkeklere gözleri takılıyor. Bir kısmının zaten kendisini süzdüğünü hissediyor. Bakışları karşılaşmamış ama bazı tavırlardan bunu hissetmişti. İçi iyiden iyiye öfkeyle doluyordu. Size bu cesareti veren anayasanın bütün sayfalarını ellerimizle yırtacağız diyesi geliyor... yılların intikamını alacağımız saniyeler geliyor diyesi geliyor. Tekrar gözleri ülke listelerine kayıyor. Türkiye 130. olmuştu. Çalışma alanından, ev içi yaşama, okuldan tutun kamusal, sosyal alana değin kadına yaşam alanı tanınmayışı olağan hale gelmiş durumda ki çoğu kez kadınlar hayal dahi kuramıyor. En yaygın hayalleri tecavüzlerin olmadığı, savaşların olmadığı... diye devam ediyor.

Cins üzerinden insanların tanımlanmasından nefret ediyordu. İş gereği görüştüğü insanların ona başka bir gözle bakmasından nefret ediyordu. Kahkaha atarken, kıyafetini değiştirirken, otururken, kalkarken diken üstü bir kontrolde olmaktan nefret ediyordu… Arkadaş, dost, kardeş, baba kavramlarının çirkin bir anıyla dağıldığı o anlardan nefret ediyordu. Ataerkil bakışıyla kadın bir cinsel objeydi bundan nefret ediyordu. Öfke doluydu kadın. Bu öfke yalnızca ona ait değildi. Kapitalizmin bataklığında olan ve buradan çıkmak isteyen öfkeli milyonlarca kadından biriydi yalnızca. Devrim diyordu. Yarının umutlu şarkılarını an'a taşıyacak. Ama unutmamak gerekir ki asıl iş devrimden sonra başlayacak...

Bir Emekçi Kadın