Gencecik yaşta... oldu mu ya! Nereden çıktı bu sağlık sorunları? Her tür ekonomi doktrinine kafa tutan, ilkokul düzeyinde “presentation”larla milleti kendine hayran bırakan, kurlar yüzünden ortalık yangın yerine dönmüşken “dolara bakmamak” ile övünen... Daha saymaya gerek var mı?

Aslında kamuoyu alışmıştı Hazine Nazırı Damat Berat’a. Damat-kayınpeder ikilisi, burjuva iktisada meydan okur bir kapitalist iktisat yönetimi sergiliyorlardı ya... olmadı. Havlu attılar. Damat’ın “sağlık sorunları” çıktı piyasaya.

Oysa nasıl da iddialı konuşuyordu daha iki gün önce: “İstesek doları düşürürüz, ona bakmıyoruz!” Neden düşürmeyi istemedikleri gibi kocaman bir muammayı öğrenemeyeceğiz artık. Zira kendisi koltuktan kalktı bugün.

İstifası da bir garip oldu doğrusu. İnstagram hesabından duyurdu istifasını, kayınpederi üç yıldır maç oynanan stadın açılış törenini yapıyorken! Tam evlere şenlik durum: “Artık zamanımı uzun yıllardır zorunluluktan ötürü ihmal ettiğim annem, babam, eşim ve çocuklarıma ayıracağım.”

Üstelik twitter hesabına da ulaşılamıyor nazır Damat’ın. Eğer hacklenmediyse, kapattı demektir. Kim bilir, belki de SS’in istifa edip dönme oyununa nazire yapıyordur? Akıl sır ermez bu işlere. Kulisler uzun süredir SS-Damat kavgasıyla çalkalanıp duruyor. Olmayacak iş değil nihayetinde.

Eğer istifa şu ya da bu şekilde doğruysa, kuşkusuz kimi sermaye kesimleri ve onların sözcüleri pek sevinecek bu işe. Ne var ki, emekçilerin payına sevinecek (veya üzülecek) bir şey çıkmaz bu istifadan. Nasıl ki Merkez Bankası başkanı kızağa çekilip yerine bir diğeri geldiyse, ekonominin başına da birileri gelir Damat’ın yerine.

Kriz var. Doğrudur. Ama bu kriz günlerinde burjuvaların bilançolarında kârlar alıp başını gitmişti. Hem de bu “kur yangınına” rağmen! Daha yenilerde Sabancı ve Koç holdingin kâr oranları duyuruldu mesela. Sonuçta, bir avuç zengin için her zaman “ekonomi tıkırında”!

İşleri kötüye giden daha geniş kesim burjuvalar için Damat’ın çapsızlığı, olsa olsa bir bulunmuş bahane. Daha yetkin biri de gelse, sermaye daima daha az ellerde birikecek, çoğunluk zararı sineye çekecek. Yok bunun başka türlü bir işleyişi.

İşçilere, emekçilere gelince... Kapitalist toplumda gökten zenginlik yağsa, payımıza yokluk düşer, açlık düşer. Ücretsiz izin yasal hale gelmiş, başımızda sallanıp duran kılıç. “Torbacı hükümet” kıdem tazminatımıza göz koymuş, esnek çalışmayı inanılmaz ölçülere çıkarma derdinde. Enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik, bir türlü ödenmeyen maaşlar... Damat gitmiş ne çıkar!

Bu istifa ister doğru çıksın, ister yalan, işçiler açısından, geniş yoksul kesimler açısından, Kürtler açısından, her gün şiddet ve ölüm sarmalındaki kadınlar açısından... iyi yönde değişecek hiçbir şey olmayacak. Hedef belli. Ya bu sermaye egemenliğini, onun biçimi olarak bu dinci faşizmi alaşağı ederiz, ya da katlanılmaz yoksulluklar içinde tükenir gideriz.