31 Mayıs 1971 günü Malatya'nın Akçadağ ilçesine bağlı Kürecik'te bulunan Amerikan Radar Üssü'nü basmak için yola çıkan ve ihbar edilmeleri üzerine, jandarma tarafından etrafları kuşatılan ve çatışmada yaşamını yitiren THKO savaşçıları Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan ve Kadir Manga, Devrimci Öğrenci Birliği(DÖB) tarafından Karacaahmet Mezarlığı'nda Sinan Cemgil'in mezarı başında yapılan etkinlikle anıldı.

Sabah saat 11.00'de Karacaahmet Mezarlığı'nda A Kapısı girişindebir araya gelen ve Deniz Gezmiş'in resmi bulunan flamalar taşıyan Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) “Nurhaklarda Yanan Devrim Ateşi Sönmeyecek” pankartı açtı.

Sinan Cemgil'in mezarına doğru yürünürken Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan'ın 31 Mayıs 1971'de Malatya Kürecik'te bir ihbar sonucu jandarma tarafından katledildikleri aktarıldı.

THKO savaşçılarının yaşamlarına ve devrim ideallerine ilişkin dünya görüşlerine ilişkin konuşma yapılan yürüyüşte DÖB'lüler “Nurhaklarda Yanan Devrim Ateşi Sönmeyecek” “Devrim Savaşçıları Ölümsüzdür”, “Sinan Cemgil Ölümsüzdür”, “Kadir Manga Ölümsüzdür”, “Alpaslan Özdoğan Ölümsüzdür”, “Devrim Yolunda DÖB Saflarına” sloganları attı.

Sinan Cemgil, eşi Şirin Cemgil, Sinan'ın annesi ve babası Nazife-Adnan Cemgil'in bulunduğu mezar başına gelindiğinde “Yoldaşlarımız, THKO savaşçıları Sinan Cemgil'in mezarı başındayız. Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan 31 Mayıs 1971'de Nurhak dağlarında katledildiler. Onlar insanların idealleri için yaşaması ile idealleri adına ölmesi arasında fark olmadığını ortaya koyan devrimciler olarak bize yol gösterdiler. Onları anmak için bir aradayız” denildi.

“...

Soluk soluğa bir koşu

Eğilip bükülmek yok

Ve namluda yatan mermi kadar soğukkanlı

Ve ocaktaki köz kadar sıcak

Yaşamak değil

Öyle değil,

Hani çiçeklerde ve albenilerde

tekil mutluluklara yenilmeden

Ve batmadan yalnızlıklar içinde

Çoğalabildik mevsimlerce

Biz Denizlerin partisini kan revan içinde büyütmüşüz

Denizlerin partisi devrimi böyle büyütüyor

Kalmasa da yüreklerimizden başka

Namluya sürecek tek bir kurşunumuz

Yine de devrim yangınının yılmaz savaşçıları

Denizlerin, Aysunların, Sibellerin, Sinanların,

Kadirlerin, Alparslanların baş eğmeyen yoldaşları olacağız” denilerek

Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan şahsında, devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitiren devrimciler için bir dadikalık saygı duruşuna geçildi.

DÖB'lü öğrenciler hep birlikte

“Ölenler dövüşerek öldüler,

güneşe gömüldüler

vaktimiz yok onların matemini tutmaya

akın var akın güneşe akın

güneşi zaptedeceğiz

güneşin zaptı yakın” şiirini okuyarak saygı duruşunda bulundular.

Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan'ın katledilişlerinin 46 yılında yine Sinan Cemgil'in mezarı başında onların devrim mücadelesini sürdürme kararlılığıyla bir arada olduklarını, onları anmanın onlar gibi mücadele etmek ve onlar gibi devrimi örgütleyebilmek olduğu belirtildi.

“Adımlar bin yıl bu alanı çiğneseler bile

Dökülen kanı silemezler,

Binlerce yıl bu sessizliği

Şaşırtsa bile

Düştüğmüz bu saati

Unutturamaz

Yağmur olanda ve taşlar arasında

Oluk oluk kan akacak

Ama ateşten adımızı söndüremeycek” diyen Ezgir Yergin Tarihin bu dizeleri haklı çıkardığını, tarihin en şanlı günlerinden 31 Mayıs 1971'de üç militan savaşçı Sinan Cemgil, Alpaslar Özdoğan ve Kadir Manga'nın Deniz'leri kurtarmak için çıktıkları yolda, Nurhak Dağları'nda devlet güçlerince katledildiklerini hatırlattı.

Sinan Cemgil'in “Bir kısmımız, hatta hepimiz ölebiliriz ama öyle bir ateş yakacağız ki, sönmeyecek, söndürelemeycek” dediği aktaran Yergin, onların yaktıkları devrim ateşinin bugün büyümeye devam ettiğini ifade etti.

Bugün Nurhaklarda katledilmelerinin 46. yılında Sinanları anmak için Sinan Cemgil'in mezarı başında olduklarını ve onları anmanın devrim yolunda mücadele etmek, onlar gibi savaşmak olduğunu belirten Yergin, “İşte yaktıkları ateş bugün de devam ediyor. Sinarlar da Denizler gibi ezilen halkların, işçi sınıfının kurtuluşunun ancak devrimle olacağını biliyorlardı ve bu yolda herşeye göğüs germeyi bilerek mücadele alanlarını hiç boş bırakmamış, cesaretle, cüretle daha ileriye taşımayı bilmişlerdir. Attıkları her adımda devrimci eylemler gerçekleştiren yiğitlere selam olsun! Türkiye ve Kürdistan topraklarında faşizme karış nasıl savaşılacağını gösteren üç militan yürek Sinanlar, üniversitede, dağda, köyde, sokarlarda ve her yerde fazişme ve emperyalizme karşı mücadelenin yolunu açtılar. İnandıkları devrim yolunda işçi sınıfının, emekçilerin, ezilenlerin özgürleşmesi yolunda dövüşen 68 kuşağının devrimci savaşçılarıydı.

Düzenin hiç kimseye bir şey veremeyeceğini, sandığın bir şeyi ifade etmeyeceğini biliyorlardı. İşte bu yüzden THKO'yu kurdular ve kurtuluşun zora dayalı bir devrim olduğunu yaptıkları her eylemle gösterdiler” dedi.

Bulunduğumuz kapitalist sistemin de bir zorunluluk dünyası olduğunu, eğer özgürlükler dünyasına yani sosyalizme geçmek istiorsak, gene zorunluluğun kavranmasıyla bunun mümkün olabileceğini ifada eden Yergin, Marx'ın “Zor her yeni topluma gebe eski toplumun ebesidir” sözünü anımsatarak “İşte bizim yiğit yoldaşlarımız da marksizm leninizm ideolojisi ışığında hareket ediyorlardı. Sinan da, Kadir de, Alparslan da bu bilinçle kavga verdiler komünizm yolunda” dedi.

46 yıl sonraya gelindiğinde zamanın akıp gittiğini, fakat Sinanların, Denizlerin haklılıklarının devam ettiğini vurgulayan Yergin, “Bu düzen hiç kimseye bir şey vaat etmiyor. Faşizm günümüzde de hiç durmuyor. Bugün bu faşist düzen, kapitalist sistem her geçen gün öldürüyor. Gençleri, emekçileri geleceksizlikle karşı karşıya bırakıyor. KHK ile insanlar işlerinden atılıyor ve sonunda birçok insan intihara sürükleniyor. Kimileri ise bedenlerini açlığa yatırıyor. İşte bütün bu pisliklerin sebebi faşizm bizlerin de tanık olduğu bu dönemde azgınca saldırıyor. Bu azgınca saldırılara karşı bu dönemde sinanlar gibi mücadele etmeyi görev bilmeliyiz. Hepimiz birer Sinan, Kadir, Alparslan olmalıyız” dedi.

THKO savaşçılarının Türkiye ve Kürdistan halklarının bağımsızlığı için mücadele ettiklerini ifade eden Yergin, bugün de devrimci bir dönemden geçilmekte olduğunu, tüm insanlığın kurtuluşunu hedefleyen sosyalizm için mücadele etmenin bir zorunluluk olduğunu belirtti.

Yergin sözlerini “Yoldaşlarımızın yaktığı ateşi zafere erdirene kadar, devrimi gerçekleştirinceye devrim ateşini büyütelim, faşizme karşı Sinan, Kadir, Alparslan gibi öne atılalım” diyerek tamamladı.

Ardından öğrenciliğinde DÖB saflarında mücadele ettiğini ifade eden Vefa Serdar, üç THKO savaşçısının devrim ve sosyalizm düşüncesini aktardı. Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan ve Kadir Manga'nın isteseler kendilerine iyi bir yaşam kuracak olanaklara sahip olduklarını fakat onların işçi ve emekçilerin, ezilenlerin kurtuluşu için ölümü göze almayı seçtiklerini belirtti.

Nurhak Savaşçılarının, işçi ve emekçilerin, yoksul köylülerin, Kürt halkının ve ezilen tüm toplulukların ancak bir devrimle kurtuluşa erebileceğini bildikleri için o dönemde parlamentarizme yönelen tüm siyasetlerden ayrıldıklarını ve ölümü göze alarak zora dayalın devrim mücadelesi yolunu seçtiklerini aktaran Serdar, bugün de aynı durumun yaşandığını, halen emekçilere seçim sandıklarının, referandumların çare olarak gösterildiğini fakat bugün gelinen aşamada tüm bunların hiç bir anlam ifade edilmediğinin tekrar kanıtlandığına işaret ederek işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluşunun tek yolunun Sinanların seçtiği zora dayalı devrim olduğnu ve onların açtığı yolda yürümek gerektiğini ifade etti.

Anma etkinliği Devrimci Öğrenci Birliği'nden öğrencilerin okudukları şiirler ve Nurhak Savaşçılarına adanan ezgilerin seslendirilmesinin ardından sloganlarla sona erdi.