Mart ayının başlarında Edirne’de sınır kapısından Yunanistan’a geçmeye çalışan mültecileri takip ederken, bir çok gazeteci gözaltına alındı. Diğer gazeteciler serbest bırakılırken Rudaw muhabiri Rawin Sterk, 6 Mart’tan bu yana tutuklu ve halen ne bir iddianamesi ne de itiraz dilekçesine yanıt var.

Türkiye’nin mültecilerin sınır geçişlerini denetlemeyeceği yönündeki açıklamanın ardından bir çok mülteci sınır kapılarına yöneldi. Edirne Pazarkule sınır kapısı da bunlardan biriydi ve pek çok gazeteci mültecilerin durumunu takip etmek için Edirne’ye haber takibine gitti.

Mültecilerin durumunu takip eden bir çok gazeteci “askeri sınırı ihlal ettikleri” gerekçesiyle gözaltına alındı. Bir süre sonra gözaltına alınan gazeteciler serbest bırakıldı. Rudaw muhabiri Rawin Sterk’in ise gözaltı süresi uzatıldı. Bir hafta sonra da “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklandı. Tutuklanmasına gerekçe ise sosyal medya paylaşımları oldu.

Rawin Sterk’in avukatı Veysel Ok, suçlamaların tutukluluk önlemi gerektirmediğini ve halen tutukluluğuna itiraz başvurusuna yanıt alamadıklarını belirtiyor. Başvuruya red cevabı alırlarsa Anayasa Mahkemesine başvuracaklarını belirten Ok, koronovirüs salgını nedeniyle hapishanelerdeki duruma da değindi.

Salgın nedeniyle hapishanelerdeki durum da son derece endişe verici, gereken önlemler alınmıyor, zaten tedavileri sağlanmayan tutuklu ve hükümlüler salgın sürecinde daha da büyük bir risk altındalar. Yeni yargı paketiyle tahliyeler söz konusu olsa da örgütsel suçlar bu kapsam dışında tutuluyor ve gazeteciler de bu kapsamda sayılıyor.

Rudaw Tv muhabiri olarak, Edirne’de mültecileri takip ederken 28 Şubat akşamı gözaltına alınan Rawin Sterk’e sorulan sorular da ilginç ve gözaltına alındığı konuyla hiçbir ilgisi yok. Gözaltına alınan Sterk’e “KPSS’ye hazırlık sırasında dershaneye gidip gitmediği, daha önce cemaat yurdunda ya da PKK/PYD’ye ait bir evde kalıp kalmadığı, Bank Asya’da hesabı olup olmadığı soruldu.

Yine aynı şekilde mültecilerin haberini yapmak isterken gözaltına alınan diğer gazeteciler gözaltı sürelerinin sonunda serbest bırakılırken Sterk’in gözaltı süresi uzatıldı, ardından Ankara’ya gönderildi ve tutuklandı.

Birlikte çalıştığı arkadaşları da Rawin Sterk’in neden tutuklandığını anlayamadıklarını ifade ederken avukatı Veysel Ok, tutuklanmasında muhalif aktif bir gazeteci ve Kürt olmasının etkili olduğunu belirtiyor.

Sterk’in iddianamesinin de halen hazırlanmadığını aktaran Ok, savcılık sorgusunda ise sosyal medya paylaşımları, haberler ve bu haberlerle ilgili yorumların yer aldığnı belirterek “Polis, sınır ihlali suçlamasıyla tutuklama imkanı olmadığı için Rawin’in sosyal medya hesaplarını incelemiş” Şubat 2020’de AYM’nin aldığı kararla polislerin sosyal medya hesaplarında devriye gezmesi mahkeme kararına tabi tutulmuştu. Ama polisler tutuklama için gerekçe bulamayınca Rawin’in sosyal medya hesaplarını araştırıp, yıllar önce attığı tweetlerle ilgili soruşturma başlatıyorlar” dedi.

Sorguda bahsi geçen paylaşımların çoğu Kürt meselesiyle ilgili haberlerden oluşuyor. Belçika İstinaf Mahkemesi’nin 2019’da PKK ile ilgili bir kararı, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani hakkında kırmızı bülten kararı, İdlib’de hayatını kaybeden askerlerle ilgili Reuters’ın geçtiği sayılar bunlardan bazıları.

Sterk hakkındaki suçlamaların tutuklama önlemi gerektirmediğine dikkat çeken Ok, yıllar önce atılmış tweetler ve haber paylaşımları, hiçbiri tutuklama gerektiren şeyler değil. Ortada karartılacak bir delil de yok” diyor. Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği ise Rawin Sterk’in “sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşmış olduğu tweetlerin kasıt ve yoğunluğunu” dikkate alarak tutuklama kararı verdiğini tutanağa geçirmiş.

Avukat Ok, ikinci yargı paketinde gazetecilerin yer almamasına tepkisini dile getirerek, 7 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan Rawin Sterk’in derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.