Asgari Ücrette Piyango Yine Patronlara Vuruyor” .

İşçi İttifakı, asgari ücret belirlemelerinde işçileri temsil etmeyen Hükümet-Türkiye İşverenler Sendikası-Türk-İş üçlüsü protesto ederek taleplerini dile getirdi.

İSTANBUL – İşçi İttifakı, her yıl asgari ücretin içinde kendilerini temsil eden kimsenin yer almadığı Hükümet-Türkiye İşverenler Sendikası-Türk-İş üçlüsünün asgari ücreti belirlemesini protesto etmek ve taleplerini haykırmak üzere 22 Aralık günü Beyazıt Meydanı’nda toplandı. “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” adlı bir tiyato gösterimi de yapan işçiler, hükümet, patronlar ve konfedarasyonları temsil eden kişiler arasındaki diyalogları canlandırdı.  Ardından İstanbul Tıp Fakültesi işçilerinden Güneş Cengiz Zanlıer işçiler adına basın açıklamasını okudu.

 

Lüks Yaşayanlar İşçiye Asgari Ücret Belirliyor”

“Her sene olduğu gibi bu sene de ‘piyango’ yine patronlara vuruyor. Biz işçilere ‘amorti’ bile vurmayacak. Bu düzende başka türlüsü olamaz zaten. Nüfusun büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşarken küçük bir azınlık başkalarının sırtında lüks bir yaşam sürüyor” diyerek sözlerine başlayan Zanlıer, her sene olduğu gibi bu sene de işçiler adına onları temsil etmeyen kişilerin asgari ücreti belirlediğini ve buna da “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” dendiğini ve milyonların alacağı ücreti bu kişilerin belirlediğini söyledi.

“Güya bir patron temsilcisi, bir işçi temsilcisi, bir de ‘hakem’ olan devletten oluşuyor bu komisyon. İşçileri temsil ettiği söylenen sözde ‘temsilci’sendikacılar zam pazarlığına %15 ile başlayıp %8’e razı oluyor sonra mikrofonu açık unutup ‘İşi uzatıp fazla karıştırmayalım’ diyor mersedeslere binip işçi iken aldıklar maaşın 5 katı ila 20 katı kadar maaş alıyorlar sendikalara rezidanslar alıp burda patronluk yapıp lüx yaşam sürüyorlar. işçilerin yaşam koşullarından habersiz sendikacilar bürokrasisinin ve dolayısıyla patronun adamıdır” diyen Zanlıer, bugün 2578 lira asgari ücret önerildiğine dikkat çekti.

 

İşyerlerimizde Komitelerimizi Kuralım, Asgari Ücreti Biz Belirleyelim”

Yaşamak için gerekli zorunlu harcamaları yapınca borçlandıklarını ve bunlarını ödeyemediklerini, bunun utancıyla işçilerin bunalıma girdiğini ve kimi zaman ailecek yaşamlarına son verdiklerine dikkat çeken Zanlıer “Artık bunları görün, duyun ve üç maymunu oynamayın!” dedi.

Hükümet-TİS-Konfederasyon üçlüsünden oluşan komisyonu reddetmek gerektiğini belirten Zanlıer, işçilerin kendi taleplerini kendilerinin belirlemeleri gerektiğini bunun için de işyerlerinde asgari ücret komiteleri kurmaları gerektiğini, asgari ücretin bu komitelerle yapılan görüşmelerle ve toplu sözleşmelerle belirlenmesi gerektiğini belirtti.


Asgari Ücretliye Kaynak Yok, Batan Şirketlere Var”

“Yoksulluk sınırının yani dört kişilik bir ailenin en temel geçim masraflarının altında asgari ücrete razı olmayalım” diyen Zanlıer patronlar ve devlet konu ne zaman işçi ücretleri olsa, ellerinde kaynak olmadığının söylendiğini ama söz konusun batık şirketler olunca milyonlarca liranın bu şirketleri kurtarmak için hemen kaynak bulunduğunu, kendi lüks yaşamları için kaynak sıkıntısı yaşamadıklarını belirtti.



Göçmen İşçilerle Birlik Olalım”

“Patronlar bizi bölmek için aramıza nifak tohumları sokmaya çalışıyor; issiz, taşeron, kadrolu işçi ,memur diyerek başka Türk, Kürt, Suriyeli, Afgan, Türkmen işçileri birbirine düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu tür düşmanlıklar bize hiçbir şey kazandırmaz, çok şey kaybettirir . İşsizlerin iş sahibi olması için çabalamalıyız. Göçmen bir işçinin sahip olmadığı haklar patronlar tarafından Türkiyeli işçilerin karşısına şantaj yapmak için çıkarılır. Bu yüzden, göçmen işçiler içinde eşit haklar talep etmeliyiz.Göçmen işçiler bizimle aynı haklara sahip olunca patronlar onları bize karşı kullanamaz” diyen Zanlıer, ulus, inanç, kimlik farkı gözetmeksizin işçilerin birlik olması halinde kendilerini hiçbir gücün yenemeyeceğini söyledi.


Dünyanın Her Yerinden ‘Geçinemiyoruz’ Haykırışı Yükseliyor!”

Zanlıer sözlerini şöyle sürdürdü: “2019 yılı sonunda dünyanın dört bir köşesinde işçi kardeşlerimiz mücadele ediyor. Dünyanın her köşesinde milyonları bulan kitleler en temel ihtiyaçları için sokaklara dökülüyorlar. En gelişmiş ülkelerde bile yapılan grevlerde kitlesel “geçinemiyoruz!” haykırışının ortak olması, kapitalist ekonomik sistemin çöktüğünü gösteriyor. Türkiye’de de durum farksız. Artan intiharları, kadına yönelik şiddeti ve çok yönlü sömürüyü, işçiye yapılan baskıların artmasını, büyüyen işsizlik tehdidini, taşeronlaştırmayı, her sene artan iş cinayetlerini, KHK’ları hatırlamak yeterli.



Açlık Sınırında Bile Ücret Sağlayamıyorsanız Fabrikaları, Ülkeyi Biz Yönetelim”
Bu durumda, kendi siyasi çıkarlarımızı savunmaya en çok bunca sorunu olan biz işçilerin ihtiyacı var. Ama bizi siyaset dışında tutmaya çalışıyorlar. Patron partileri önümüze sahte gündemler koyuyor ve bizi kendi iç kavgaları için kullanmak istiyorlar. Bu durumdan kurtulup haklı taleplerimizi öne çıkarmanın, asıl gündemimizi dayatmamızın zamanı gelmiştir.
Sömürücülere ve onların siyasi temsilcilerine sesleniyoruz. Eğer sömürdüğünüz işçilere yoksulluk sınırını bile sağlayamıyorsanız, fabrikaları, işletmeleri bize bırakın ve ülkeyi biz yönetiriz”

İşçiler eylem sırasında sık sık “Asgari Yaşamak İstemiyoruz”, “İnsanca Yaşam İstiyoruz”, “Tüpçüye Simitçiye Değil İşçiye Bütçe” sloganları attı.