< "33 Düş Yolcusunun Özgür Dünya Düşünü Eylemek İçin Sokaklardayız"

Gençlik Örgütleri İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı yaparak dün Suruç Katliamının 4'üncü yılında Süreyya Operası önünden Mehmet Ayvalıtaş Parkı'na yürüyüşe polis saldırısı ve gözaltıları protesto ederek, "33 Düş yolcusunun bizlere bıraktığı özgür dünya düşünü eylemek için sokaklarda olacağız" dedi.

İSTANBUL - Devrimci gençlik örgütleri 20  Temmuz 2015'te Rojava'ya gitmek üzereyken Suruç'ta Amara Kültür Merkezi'nde yapılan basın açıklaması sırasında İŞID çetelerinin canlı bomba saldırısında yaşamını yitiren 33 devrimcinin katledilişinin 4'üncü yılında Süreyya Operası önünden Mehmet Ayvalıtaş Parkı'na yürüyüş yapmak isteyen Gençlik Örgütlerine yapılan polis saldırısı ve gözaltıları İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'nde yapılan basın toplantısında protesto etti.

Gençlik Örgütleri adına konuşan Azad Aksoy, Kobane'ye doğru yola çıkan, orada çocuklara oyuncak götürmeye, özgür bir dünya hayallerini yanlarına alıp savaştan yıkılan şehri elleriyle inşa etmeye giden 33 Düş yolcusuna yönelik Suruç'ta, iktidar ve İŞID işbirliğiyle katliam gerçekleştirildiğini ve işçileri, emekçileri, halkları hapsetmeye çalıştıkları karanlığa yakılmış 33 ışık, özgür bir dünya için çıktıkları yolda ölümsüzleştiklerini hatırlattı.

"Bugün  ise yargısıyla karşımızda bu çürümüş düzen; incelemedikleri delillerle, yargılamadıkları faillerle., Suruç'ta dönemin emniyet müdürüne 'görevini kötüye kullanmak' suçundan 7500 II para cezası verecek kadar aymazlıklarıyla..

Bugün polisiyle karşımızda; Suruç için adalet demek için bir araya geldiğimizde karşımıza dikilen, katliamın olduğu gün ortalıkta görünmeyen polisiyle...

Bugün bütün devlet mekanizmalarıyla karşımızda; düş yolcularını anlatan bir belgesel gösterimini yasaklayacak kadar şiddetini arttıran saldırganlığıyla..." dedi.

20 Temmuz'un dördüncü yılında 33 devrimcinin yüreklerinde taşıdıkları adalet ve özgürlük dünyasını gerçekleştirmek için sokakları doldurduklarını belirten Aksoy yoldaşlarını katledenlerin karşımıza coplarıyla, plastik mermileriyle, gazlarıyla saldırdıklarını Suruç için adalet taleplerini ve ölümsüzleşen 33 devrimcinin kavgasını büyütmelerini engelleyebileceklerini sandıklarını ana karşılarında direniş bulduklarını söyledi.

Saldırıya karşılık eylemin bütün sokaklara yayıldığını, bu sokakların, katliamcıların değil özgürlük için kavga edenlerin, devrimcilerin olduğunu bir kez daha hatırlattıkları o belirten Aksoy, "Yürüşümüzü ve dördüncü yıl anmamızı engellemeye çalışan çürümüş bu düzenin polisine karşı, nerede yürüyüceğimizi, nerede anma yapacağımızı bizim belirleyeceğimizi haykırdık.

Suruç için adalet isteyen ailelerimiz, Suruç yaralılarımız, mücadeleyle bir araya gelen yoldaşlarımız baskılarla, gözaltılarla, tutuklamalarla sindirilmeye çalışıldı. Onlar nasıl yılmadıysa biz de katil devlete karşı adalet mücadelemizde yılmadık, yılmayacağız" dedi.

Bu saldırganlığın yalnızca Suruç için adalet isteyenlere değil; bu çürümüş düzende ezilen, boyunduruk altına alınmaya çalışılan herkese karşı olduğuna vurgu yapan Aksoy "Bugün buradan köhnemiş bu sistemin polisine, yargısına, parlamentosuna sesleniyoruz; Yetmez bu saldırganlıklarınız, baskılarınız. Daha fazlası daha fazlası gerekir size. Ancak unutmayın yazıyoruz her döktüğünüz kanı, tecavüz ettiğiniz her çocuğu, öldürdüğünüz her kadını, hakkını arayan öğrencilere attığınız her copu, hesabımız var sorulacak. Adalet ve özgürlük için, yaşamlarımız için, 33 Düş yolcusunun bizlere bıraktığı özgür dünya düşünü eylemek için sokaklardayız. Bıraktıkları bayrağı elimize alıp, mücadeleyi yaşamın her alanına yayacak; karanlıkla boğmaya çalıştıkları adalet ve özgürlük talebimizi örgütlü gücümüzle yükselteceğiz, adaleti sokaklarda verdiğimiz mücadelemizle sağlayacağız" dedi.

Basın açıklamasında gözaltından serbest bırakılan gençler de söz aldı. "Dört yıl sonra Büşra'yla, Polen'le, Vatan'la birlikte arşınladığımız sokaklardaydık. Gözaltına alınırken, araçta, karakolda işkence gördük. Ama hep şunu söyledik: Mücadeleye devam."

"Biz 33'lerin cüretiyle Kadıköy'deydik. Başımız dik" diyen gençler, işkence yapan, kendilerine kalıcı fiziki zarar vermeye çalışan polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Dünkü saldırıda gözaltına alınan Suruç yaralılarından Çağla Seven de "Dün Amara Kültür Merkezi bahçesindeydik. Anmalarımızdan bile ne kadar korktuklarını gördük. İstanbul'a döndüğümüzde de durum farklı değildi" dedi. Seven, "Gençler, daha düne kadar birlikte yürüdükleri sokaklarda arkadaşlarını anmak istediler. Ama gördük ki IŞİD yenildi ama IŞİD zihniyeti Türkiye'de devam ediyor. Hekim olarak yaralı birine yardım ederken gözaltına alındım. Ayağımdaki yaralara rağmen hakaretlere uğradım" şeklinde konuştu. Seven, "İnsan eliyle bir gerçekleştirilen bir katliam yaşadık. Ve bununla yüzleşilmesi gerekiyor. Bunun yolu, tam da dün gençlerin yaptığı şekilde, layıkıyla anmaktır" dedi.

Suruç Aileleri İnisiyatifi de gönderdiği mesaj ile gençleri selamladı.