Çürüyen, çöken bir düzen nasıl devam eder yoluna? Kendi yandaşlarına bile anlatacak hikayesi, söyleyecek şarkısı kalmayan bir faşist iktidar nasıl kalır ayakta?

Sınırsız bir şiddet ve vahşet sarmalına bel bağlar elbet. İpten kazıktan kurtulanları salar cezaevinden. İşkenceyi aleni ve günlük hale getirir. Ağzını açanı zindana tıkacağını ilan eder. Ceza ayinleri düzenler. “General Korku”yu çağırır yardıma. Herkes sinsin ister onun karşısında.

25 Mayıs’ta, sadece bir gün içinde ve sadece sosyal medyaya yansıyan olaylara bakın. Batman, Cizre, Çorlu, Zeytinburnu, Sultangazi, Kadıköy, Eyüp... Liste uzayıp gidiyor.

Sonsuz bir korku içinde olanlar, salt korku yaratarak ayakta kalmaya çalışır. Korkularının ifadesidir yaratmaya çalıştıkları korku. Çünkü yolun sonuna geldiler. Bakmayın öyle efelenmelerine. Ağızlarından köpüklü salyalar saçarak tehditler savurmalarına. Saltanatlarının sonu geldi. Şarkıları bitti. Bitti her şey. Şimdi gemi azıya alıp uyguladıkları şiddet de kurtaramayacak onları. Yakındır, adımlarını attıkları her emekçi sokakta devrimci şiddetle tanışmaları! Şairin dediği gibi “onlar için her şey bitti/ su değil içtikleri artık onların/ yedikleri ekmek değil el değil/ sıktıkları/onlar için her şey bitti/ bu törenler bu cayırtı/ bu ipekler bu altunlar bu yaldız/ bu koşum saltanatı/ yalan yalan hepsi yalan/ korkudur bayrakları”