Beklenti, dinci faşist iktidarın başının Bağdat seferinden sonra saldırının başlayacağı idi. Hayır, beklemediler! ...

Gebze’de Şimşek Dent Diş Polikliniğinde tedavi gören 14 yaşındaki kıza yapılan tacize ilişkin Gebzeli Kadınlar bugün bir basın açıklaması yaptı. Taciz olayını ve devletin taciz, istismar olaylarına cezasızlık politikasını protesto ederek tacizi yapan doktorun tutuklanmasını talep etti. (*)

Basın açıklamasına giderken bir yandan da aileyle iletişime geçmeye çalıştık. Gebze'de ki olaya duyarlı kadınlar başta olmak üzere basın açıklamasına desteğe gidenler açıklamanın yapılacağı yere giderken polisle bir arbede yaşandı. Ve açıklamayı yapacak olan kadınlar polis tarafından "Suçun işlendiğine dair mahkeme kararı bulunmadığı" gerekçesiyle olayın yaşandığı hastanenin veya doktorun adı geçtiği an müdahale ederiz" denilerek tehdit edildi.

Hastane önünde basın açıklaması yapılmasına da "Özel ve ticari bir işletmeyi, kurumu teşhir etmek, hedef göstermek anlamına geleceği" gerekçesiyle izin verilmedi ve basın açıklaması Muhsin Yazıcıoğlu Parkı'nda yapıldı.

Bir kentte bir grup kadının anayasal ve yasal haklarını kullanarak bir basın açıklaması yapmak istemesi polis şiddetiyle, türlü yasaklamalarla karşılık buldu.

"Son zamanlarda hangi basın açıklamasına izin verildi ki?" denebilir. Devletin savaş politikası ve de   erkek egemen politikası hepimizin malumu. Ve burada da o gerici politikalarla karşılaşmış olduk. Tecavüzcüleri, tacizcileri cezasızlıkla ödüllendiren bir iktidar var çünkü.

Olayın ayrıntılarını öğrenmek için aileyle görüştük yaşanan taciz ve ardından basın açıklamasında yaşananlar bir anneyi nasıl etkiler kadınlar iyi bilir. Anne S.Ö. oldukça sarsılmış, üzgün ve gergin bir durumda. Böyle bir anda bir anneye soru yöneltmek ise oldukça zor. Aileyi tanıyanlara bunu ifade ederken baba Z.Ö. ben aktarayım isterseniz diyerek bizi karşıladı.

Baba Z.Ö. ile  basın açıklamasında yaşanan gerginliğe  değindik ve  yaşadıkları süreci anlatmasını istedik. Olayın yaşandığı gün kızını tedaviye götüren baba Z.Ö. gelişmeleri şöyle aktardı.

 

"Eğitiminden Kalmadan Tedavi Görsün İstedik"

"Kızımın diş tedavisi görmesi gerekiyordu. Fakat okul da açılmıştı. Diş tedavisi için okuldan izin alması gerekmesin diye 24 saat açık olduğu için Şimşek Dent kliniğine gittik, ilk muayenenizi olduk ve tedavisi başladı.

 

"Yakınları Muayene Odasına Giremez Dendi"

Her tedaviye  ben, annesi ya da yeğenim götürüyordu. 8 Ekim'de yine yeğenimle birlikte kızımı aldık hastanenin önüne geldik. Yeğenim kızımla birlikte içeriye girdi. Muayene odasına kızımla giremeyeceği, dışarıda beklemesi gerektiği söylenmiş. Oysa annesi ya da ben gittiğimde içeri giriyorduk. Bekleme süresi 45 dakikayı geçeceği için yakındaki kafeye gitmiş. 

 

"Hastaneden Çıktı Dediler Daha Tedavisi Sürüyordu"

45 dakika sonra yeğemim tekrar hastaneye gittiğinde danışmadaki kişi kızımın hastaneden çıktığını söylemiş. Kızımı aradık telefonuna ulaşamadık eve gittik evde olmadığını öğrendik. Bu süre içinde annesinin ve benim nasıl bir korku ve kaygı içinde olduğumu az çok tahmin edersiniz. Tekrar hastaneye döndük yeğenim içeriye girip baktı.  Danışmadaki kişi kızımın henüz dışarıya çıkmadığını tedavisinin sürmekte olduğunu söylemiş. Beni arayınca, 'Danışmadaki görevli hastaları tanımıyordur. Hata yapmış olabilir. Sakin ol bekle ben de geliyorum' dedim.

 

"Canım Çok Yandı Ben Gelmek İstemiyorum"

Tedavisi bitince kızım ve yeğenim dışarıya çıktılar arabaya bindiler. Kızımın rengi çok soluktu, gergindi. 'Ne oldu diye sordum 'Baba ben bir daha buraya gelmek istemiyorum bu sefer çok canımı yandı' dedi Ben de 'Kızım tedavin burada devam ediyor başka bir hastane buluncaya kadar süre uzar daha çok canın yanar. Az kalmış biraz daha dayan' dedim.

"Sana Öyle Gelmiş Ama Öyle Değil"

Yeğenim de "Burası 24 saat açık güzel bir hastane. Başka yerde okuldan çıkıp tedaviye gidemezsin ki' diye bana destek olmak istedi Fakat kızım 'Sana öyle gelmiş, ama hiç öyle değil' diyerek cevapladı.

Bana da 'Baba 300 lira borcumuz varmış kapatalım borcumuzu ben buraya gelmek istemiyorum' dedi. Ben o anda dişinin acısından gergindir diye üzerinde durmadım eve gittik.

 

"Annene Mutlaka Söylemen Lazım"

Bu arada kızım bir arkadaşıyla yaşadığı olayı paylaşmış, arkadaşı da 'Bunu mutlaka en azından annene anlatman gerekiyor. Yoksa aynı kişi sürekli bu tacizleri yapacaktır' demiş Bunun üzerine kızım annesi ile konuştu. Sonra eşim paniklemiş ve sinirlenmiş bir şekilde 'Nasıl böyle bir şey olabilir?' diyerek geldi olayı bize aktardı. Eşimi ve kızımı sakinleştirmeye çalışarak 'Hastaneye gidelim, sorumlularla görüşelim' dedim.

 

"Doktor Tacizi İnkar Etmedi"

Hastaneye gittik. Doktoru sordum. Oturdukları odayı gösterdiler. E.F.Ş.'ye 'Kızımın tedavisini yapan doktor sen misin?' diye sordum. Kalkmaya çalıştı ama kalkamadı. 'Böyle bir olay nasıl olur. 14 yaşında bir çocuk bu' dedim. Doktor E.F.Ş. soruma cevap veremedi.

 

"Para Vermemek İçin Basmaya mı Geldiniz?"

O anda bir kaç kişi yanımıza geldi. İçlerinden biri  'Benim oğlum doktor böyle şey söylenir mi? Siz kimsiniz? Benim hastanemde böyle şey olmaz. Siz para vermemek için burayı basmaya mı geldiniz? Ben polis çağırıyorum' dedi. Bir kaç kişi daha geldi üzerimize yürüdü. Bu arada arbede yaşandı.

 

"Kızım Tacizi Polisin Önünde Anlattı Doktor İnkar Etmedi"

Polis geldi onların önünde kızıma taciz olayını anlatırdım. E. F. Ş. olayın yaşanmadığına dair tek kelime konuşamadı. Polislerle birlikte karakola giderek orada ifadelerimizi verdik. Şikayetimizi  bildirdik, gerekli işlemleri yaptık. Soruşturmamızı açtık.

 

"Denetimli Serbestlik Cezasızlıktır"

Savcılık şahsın tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etti. Fakat mahkeme 90 gün süreyle imza atmak kaydıyla denetimli serbestlik verdi.

 

"Tacizi Yapan En Ağır Şekilde Cezalandırılmalı"

Duruma itiraz ettik. Yalnız benim çocuğuma bu tacizi yapanın ceza alması değil mesele. Bu taciz ve istismara cezasızlık demektir. Bu tür olaylar hat safhada. Bir başka çocuğun, kadının benzeri bir olayı yaşamaması için de bu tür suçların en ağır şekilde cezalandırılması gerekir. Bu nedenle en azından yurt dışı yasağı konulmasını talep ettik. Ve talebimiz kabul edilerek doktora yurtdışı yasağı getirildi.

 

"Davadan Vazgeçelim Diye Aracılar Gönderdiler"

Bu arada biz soruşturmayı açarken hastane sahibi de tanıdığı, ulaşabildiği herkesle haber göndermeye başladı. Davacı olmayalım diye.

 

"Başka Çocuklar Tacizi Yaşamasın"

Benim çocuğumun yaşadığı olay kabul edilebilecek, görmezden gelinecek bir şey değil? İnsanlığa aykırı bir durum. Bu olayı yaşayan yüzlerce çocuk var. Davayı çekelim diye para teklifi bile söz konusu oldu. İnsani açıdan, toplumsal açıdan korkunç bir durum. Bu yüzdendir ki, hem kızım, ailem açısından hem de insani anlamda biz bu davamızın takipçisi olacağız. Başka çocuklar böyle bir olayı yaşamasın."

Olayın yaşandığı yeri de bilmek açısından Baba Z.Ö. ile yapılan görüşmede hastanenin nerede olduğunu sorup yerini öğrendik. İstanbul'a dönüş yolu üzerinde olan klinik önünden geçerken görevimiz gereği bir kare de kliniğin fotoğrafını aldık.

 

"Neden Buranın Fotoğrafını Çektin?" 

Bir kaç metre ileride yol tarifi için iki gençle konuşurken bir şahıs gelerek 'Sen kimsin neden buranın ve benim fotoğrafımı çektin?' diye sordu. Ve diyalog şöyle gelişti.

"Sizin fotoğrafınızı çekmedim, bu sıradaki binaların bir fotoğrafını aldık. Sizi tanımam bir işime de yaramaz. Fotoğrafta da siz yoksunuz?"

-Sen kimsin gazeteci misin? Fotoğrafçı mısın? Bana kimliğini göster.

-Siz kimsiniz ki size kimlik göstereyim?

-Ben buranın sahibiyim, sen buranın fotoğrafını çekemezsin.

- Bir caddenin, binaların fotoğraf çekmek için hiçbir engel yok.

-Ben de varım o resimde sil çabuk. Yoksa polis çağırırım.

-Cadde üzerindeki binaların fotoğrafını çekmek sizden de polisten de izin gerektirmiyor.  İçiniz rahat etsin fotoğrafta siz yoksunuz çünkü biz özellikle insan olmadığı bir anda çekmeye çalıştık. Ayrıca tarzda konuşmaya da hakkınız yok.

-Kimlik göster.

-Önce ben sizin kimliğinizi göreyim. Fotoğrafları silmemi isteyen kimmiş bileyim.

-Ne diyosun be.. Saçmalama.

-O zaman size iyi akşamlar.

-Polis çağırıyorum. (Kendisinden bir kaç metre geride duran iki kişiye dönerek) Şunu takip edin, sen de polisi ara. Polis gelsin hakkından bakalım buranın fotoğrafı çekmek neymiş görsün.

Yaşanan bu durum devletin cezasızlık politikasıyla tacizci, tecavüzcü erkeklere nasıl bir güç ve dayanak olduğunu bir kez daha gösterdi.

Şimşek Dent önünden ayrılırken basın açıklaması sırasında fotoğrafları silen polisin söyledikleri geldi akla ister istemez. "Siyasi bir olayın ortasındasın şu anda." Yani 'suçu işleyenin arkasında iktidar var' diyordu bir anlamda.

Evet, kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, istismar, politiktir. Bu suçları işleyenlere verilen ödül gibi cezalar, serbest bırakılmaları, bakanların 'bir defadan bir şey olmaz" diyebilmeleri... Hiçbiri siyasetten ayrı düşünülemez.

Bu yüzdendir ki istismarı yaşayan çocuğun ailesi ve kadınlar başta olmak üzere 'insanım' diyen herkes bu gerici, faşist politikalara ve onu uygulayan iktidara karşı bulunduğu her yerde öz örgütlenmelerini, komitelerini oluşturmalı ve örgütlü bir şekilde mücadele etmeli. Kadınlar da çocuklar da özgür ve mutlu yaşayabilsinler diye...

(*) http://www.mucadelebirligi7.net/index.php/kadin/3407-gebzeli-kadinlar-tacizci-doktor-tutuklansin

  Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde 1 Mayıs ve geçen hafta yaşanan yemekten zehirlemeye ilişkin çalışma yapmak isteyen SES Bakırköy Şubesi üyelerine Başhekim ise "Siz terö...

Sendikalı oldukları için işten atılan ve direniş sırasında iki kez jandarma saldırısıyla gözaltına alınan ve haklarında dava açılan Agrobay Seracılık işçilerine açılan dava Be...

İstanbul Finans Merkezi Merkez Bankası şantiyesinde İnşaat-İş ve Dev Yapı-İş'in üyelerinin gasp edilen hakları için şantiyede yaptıkları eyleme bugün de polis saldırarak işçileri...

ABD’li üniversitelerin başını çektiği üniversite öğrencileri, soykırıma maruz kalan Filistin halkıyla dayanışmak ve üniversitelerinin İsrail’le ekonomik ve akademik ilişkilerine...

“Tam umudu kesmişken...” diyordu bir arabesk şarkıda... günümüz reformizmine nasıl da uyuyor. ...

23 Nisan'da İstanbul, Ankara ve Urfa'da gözaltına alınan 9 gazeteci savcılık ifadeleri için adliyelere getirildi. ...

Çorlu'da 25 kişinin can verdiği tren kazası davasında karar çıktı. Dönemin TCDD Bölge Müdürü Nihat Aslan'a 15 yıl, Levent Meriçli'ye taksirle ölüme sebebiyetten 9 yıl 2 ay, Mümin ...

Beş yıl önce İşçi Temsilcileri Konseyi Hazırlık Komitesi toplantılarının birinde serbest kürsüye çıkan bir işçi, “İlk defa buradayım, bu taraftayım. Yıllardır işçiyim, send...

1 Mayıs yaklaşırken sendikaların 1 Mayıs çalışmaları ve çağrıları da yoğun bir biçimde devam ediyor. ...

Arama

 

LENİNİST TEORİ

ÖNSÖZ

           Tüm Sayılar

Yeni Kitaplarımız

E-Kitap

Tüm E-Kitaplar için resme tıklayınız...

Devrimin Çağrısı

 

Editoryal 2023-2

 

Zafere Kadar Genç Yoldaş

Ukrayna Kimin Savaşı

 

Dergilerle Kısa Tarih